|
Melez-ya
Olduk!
Türkiye'nin Malezya olup olmayacağı tartışmalarını bir kenara
koyalım, Türkiye çoktan melez-ya oldu... Her alandaki melezlik, sağ
olsun AKP iktidarıyla birlikte daha da derinleşti.
Dil kullanımı bakımından şöyle bir bölümleme yapsak yeridir:
Türk insanı, Arapça dua eder... Farsça âşık olur... Türkçe tartışır,
konuşur, kavga eder... İngilizce iş arar.
Dünyanın hangi ülkesine gitseniz, o ülke insanlarının kutsal kitabı
kendi dilindedir. Örneğin, Portekiz'de İncil Portekizcedir,
İngiltere'de İngilizce, İtalya'da İtalyancadır...
Biz Cumhuriyet devrimleriyle birlikte inancı Türkçeleştirdik, sonra
Arapçaya döndük...
Geçelim...
Dünyanın dört bir yerinde yabancı dil deyince artık İngilizce
anlaşılıyor. Bunu yadsımanın olanağı yok. Ama evrensel bir kural
vardır:
Bir kişi ancak anadilini çok iyi bilirse, yabancı dili gerçek
anlamda öğrenebilir!
Bugün Türkiye'de öyle ki, hani Türkçeyi yabancı dil olarak okutsak,
daha çok ilgi görecek!
Kimi devlet dairelerinde son yıllarda iç yazışmaların bile İngilizce
yapılmakta olduğunu duyuyoruz!
***
Melezlik, Türkiye'nin toplum yapısının nereye döneceği
tartışmalarına tam yanıt veriyor...
80'li yıllarda Türkiye'nin usul usul İranlaşmaya başladığı konuşuldu.
Buna tepki olarak kimi eylemlerin ortak sloganı şu oldu:
"Türkiye İran olmayacak!"
İran tartışmalarını 90'lı yıllarda Cezayir izledi... Cezayir'de
İslami Selamet Cephesi'nin toplumun içinde çoğalarak ve camileri
kullanarak geliştirdiği hareketle Türkiye'nin durumu karşılaştırıldı.
2000'li yıllarda da Malezya öne çıktı. Malezya'nın farklı etnik ve
dini gruplardan oluşan suni yapısının Müslüman kesim için şeriatla
bütünleştirilmesi güncel bir tartışma konusu oldu.
AKP hükümetinin gündeme getirdiği değişiklikleri dikkate alırsak
şöyle bir tanımlama yapabiliriz:
AB'ye girmeyi hedefleyerek her şeyi özgürlükler kapsamına alıp, Arap
ülkelerine benzer bir yapıyı usul usul yerleştirmek... Arap
coğrafyasının ekonomik ve sosyal yapısının Türkiye'ye tam
uymayacağını hesaplayıp Malezya örneğini vitrine koymak...
İşin eldiveni AB, merdiveni Malezya, çatısı ABD, içi ılımlı İslam
adı altında daimi iktidar!
***
Türkiye'nin stratejik hedefleri konusunda da tam bir melezlik
yaşıyoruz... Erdoğan kendisini Büyük Ortadoğu Projesi'nin (BOP)
eşbaşkanı ilan etti mi? Etti...
Türkiye, NATO'nun her alandaki aktif üyelerinden biri mi? Evet...
AKP, ABD'nin sık sık dile getirdiği gibi Ortadoğu'ya model
olabilecek bir ılımlı İslam rejiminin rotasını benimsiyor mu?
Evet...
AKP, her adımını AB'ye tam üyelik hedefiyle atıyor mu? Atıyor...
Bu melezlik ilk bakışta şöyle yorumlanabilir:
İyi ya, Türkiye'nin dış politikasını tek hedefe dayalı yapmaması
gerekir denmiyor muydu? İşte öyle olmuş!
Yok işte, öyle olmamış...
Bir örnek verelim; Türkiye, NATO üyesi olarak BOP'un
uygulayıcılarından. Afganistan'da asker bulundurmasının bir nedeni
bu. Aynı Türkiye, BOP'un hedef ülkelerinden biri olarak
dönüştürülmesi gereken bir model ülke!
Bu görünüm, bir anlamda hem ateş eden hem vurulan kişi olmak demek!
Tam bir melez olmaya doğru gittiğimiz kesin de; ne melezi olacağı
belli değil.
Bu iktidarla Türkiye'nin nasıl şekilleneceğini beklemek; ayıyla
tilkiyi çiftleştirip, ne doğacak tartışmasına girmek gibi bir şey...
Bence inek doğar...
Yok deve!
Mustafa BALBAY, GÜNDEM
|
|