Genelkurmay Başkanı 
													Orgeneral Yaşar Büyükanıt, 
													İsrailin kuruluş yıldönümü 
													resepsiyonunda, üzerine 
													basarak, Türkiyede 
													kutuplaşma olduğunu ve 
													bundan kaçınılması 
													gerektiğini söyledi.
													Bu saptamasına bir de uyarı 
													ekledi:
													Türkiye, sorunlarını kendi 
													içinde çözebilir. Kimsenin 
													nasihatine ihtiyacı yoktur. 
													Osmanlı İmparatorluğundan 
													bir cumhuriyet yarattık. 
													Türkiye bütün sorunlarını 
													çözme imkân ve kabiliyetine 
													sahiptir. Kutuplaşma olduğu 
													zaman çatışma ortamı çıkar.
													
													
													İki eksen
													Büyükanıtın saptaması iki 
													eksenli bir kutuplaşmaya 
													işaret ediyor:
													1- Türk-Kürt ayrımı,
													2- Laik-antilaik ayrımı.
													Bu iki eksen etrafında 
													başlayan kutuplaşmanın 
													yaygınlaşma eğilimi 
													gösterdiğini kabul etmek 
													gerekir.
													
													
													Etnik kutuplaşma
													PKK faaliyetleri ve aynı 
													çizgiyi temsil eden parti ve 
													kuruluşların çabaları 
													Türkiyede bir etnik ayrımı 
													gündeme sokmuştur. Özellikle 
													Güneydoğuda bu çok açık 
													biçimde yaşanıyor.
													Türkiye açısından en önemli 
													avantaj bu ayrımın toplumda 
													bir çatışmaya dönüşmemiş 
													olmasıdır. Halkın sağduyusu 
													sayesinde, etnik ayrımcılık 
													Türkiyenin çok büyük bir 
													bölümünde yaşam alanı 
													bulamamıştır.
													Ancak, bu yönde yine de çok 
													tehlikeli sinyaller 
													geldiğini de unutmamak lazım. 
													Münferit olaylar biçiminde 
													de olsa ortaya çıkan 
													tepkiler, gerginlikler, 
													kutuplaşmanın yol 
													açabileceği felaketin 
													öncüleri olarak algılanmalı 
													ve önlemler şimdiden 
													alınmalıdır.
													Türkiyenin tarihi 
													avantajlarından biri, bir iç 
													çatışma, iç savaş yaşamamış 
													olmasıdır. Bunun değerini 
													etnik kökeni ne olursa olsun, 
													herkesin çok iyi bilmesi 
													gerekir. Türkiye böyle bir 
													tuzağa sürüklenmemelidir.
													Yüzyıllardır olduğu gibi bir 
													arada barış içinde yaşama 
													olgunluğunu göstermelidir.
													
													
													Laiklik ayrışması
													Kutuplaşma anlamında kötü 
													sinyaller veren bir diğer 
													eksen de, laik-antilaik 
													eksenidir. Bu kutuplaşmanın 
													nedeni dinin sürekli olarak 
													siyasete alet edilmesidir. 
													Siyasetin din üzerinden 
													yapılmasıdır.
													Bugün yaşadığımız 
													laik-antilaik ayrımının 
													temelinde bu siyasi 
													gayretlerin olduğunu 
													söyleyebiliriz.
													Toplumu, dindar-dinsiz, 
													laik-antilaik diye 
													böldüğünüz zaman yine bir 
													felaketin hazırlığını yapmış 
													olursunuz.
													Oysa, siyaset dinin 
													üzerinden elini çekse, bu 
													alanda toplumsal bir 
													gerginlik yaşanmaz. Yine 
													yüzyıllardır olduğu gibi, 
													kim, hangi inanca sahip 
													olursa olsun, bu toplum 
													birlikte yaşamayı bilmiş bir 
													toplumdur.
													Ancak siyaset, din üzerinden 
													yarattığı gerginlikle bir 
													kutuplaşmaya daha neden 
													olmuştur.
													Son yıllarda halk bu iki 
													kutuplaşmada pozisyon almaya 
													zorlanıyor.
													Bizden-bizden değil ayrımı, 
													her türlü siyasi ve 
													bürokratik tercihte din 
													ölçüsünün kullanılması, 
													Anayasada gayet açık 
													biçimde tanımlanmış laiklik 
													ilkesine yönelik hamleler, 
													sonuçta kutuplaşmayı 
													körükleyen başlıca etkendir.
													Türkiye, dini ve etnik 
													kutuplaşmanın doğuracağı 
													riskleri iyi düşünmelidir.
													Siyaset, kutuplaşma kaynağı 
													ve teşvikçisi olmamalıdır.