Türkiye ve Dünya Gerçekleri

TransAnatolie Welcomes You  to Turkey

 

İhanetler


 

 

Home ] Up ] Türkiye Gerçekleri ] Strateji ve Politikalar ] İçerik ] Ara ]

 

 

Veled ] Diriliş ] İzlemler ] Egemenlik ] BOP ] Harekat ] Yalnız ] Hedef ] Çözüm ] [ İhanetler ] İçimizdekiler ] Kim ] Melezya ] Yağmâ ] Kurnazlık ] Kutuplar ] Vak’a ] Eşitlik ] Küstahlık ] Savaş ] Arkeoloji ] Şeriat ] Öngörü ] Tahmin ] Tanzimat ] Süreç ] Politikalar ] Türkolog ] Karne ]

 

 

Up

 

Sizi Gidi Komplocular Sizi

 
- “Kim demiş Amerika Kuzey Irak’ta bir Kürt devleti kuracak diye? Bunlar komplo teorileridir, yalandır.”
- “Amerika Irak’ta Kürt devletini ne yapsın? Bunlar uydurma şeyler…”
- “Gümrük Birliği’nin soygun olduğunu kim söylemiş, komplocu bunlar… En geç iki üç yıl sonra AB’nin içindeyiz… Tekstil patlayacak…”
- “Amerika Irak’a özgürlük ve demokrasi getirecek. Buna işgal diyenler komplocular… Amerika ile komşu olacağız, ne güzel değil mi…”
- “Kıbrıs’ta çözümsüzlüğü savunanlar komplocudur… Annan Planı ile her şey düzelecek…”
- “AB ile önümüzdeki tek engel Kıbrıs sorunudur. Diretmemize gerek yok. Şu Denktaş işleri bozuyor, AB’nin yolunu kapatıyor… Denktaş giderse AB’nin içindeyiz.”
- “AKP’nin özelleştirmelerine karşı çıkanlar komplocu dinozorlardır… Bu sayede dünyaya açılacağız.”

Yukarıdaki sözler, başlıklar yıllar yılı gazetelerin manşetlerine, televizyon ekranlarının baş köşesine taşındılar.

- Amerika, İngiltere ve İsrail Kuzey Irak’ta Kürdistan’ın ilk ayağını kuracak diyenlere “komplocu” diye çamur atıldı.
- “Gümrük Birliği Türkiye’nin dünya ile ilişkilerini darboğaza sokacak ve ekonomiyi çökertecek” görüşünü savunanlar hayalcilikle itham edildi.
- “AB ile ilişkilerin normalleştirilmesini isteyenler”, kendi anormalliklerini örtmek için gerçeği söyleyenlere komplocu dediler.
- Kıbrıs’ta İngiliz-Amerikan oyununu önlemek isteyenlere “Siz AB yolunu Kıbrıs yüzünden kapatıyorsunuz” dediler.
- AKP’nin ekonomiyi hallaç pamuğu gibi dağıtmasına karşı çıkanları, “Siz serbest piyasayı ve özgürlükleri engelleyen tutucularsınız”

biçiminde suçladılar.

1990′lı ve 2000′li yıllar “komplocu, tutucu, dinozor…” suçlamaları ile geçti…
Kim haklı çıktı?

Peki sonunda kimler haklı çıktı? “Siz komplocusunuz” diyenler mi, yoksa “ulusal ve dengeli sosyal devlet politikasını” savunanlar mı?

Bir bakalım, sonuçlar neymiş…

1) “Amerika demokrasi getiriyor, ona işgalci diyenler komplocudur” çığırtkanlığı yapanların mumu yatsıya kadar yandı ve söndü. ABD Irak’ı parça parça etti, kan gölüne çevirdi, 850 bin insanı göz göre göre en gelişmiş silahlarla yok etti. 3 milyon insan sakat kaldı, 5 milyon çocuk kimsesiz duruma düştü.

“Siz komplocusunuz” diyen işbirlikçiler emperyalizmin cinayetlerine destek vererek ellerini ve midelerini kana bulaştırdılar. Pisliğin bir parçası oldular.

2) Gümrük Birliği gibi tek yanlı bir sömürge belgesini savunanların yalanları ortaya çıktı. Onların yüzlerine tekstilciler, ilaççılar, mobilyacılar, dericiler, demir-çelikçiler ve daha birçokları tokadı indirdiler.

6 Mart tarihinde ilk ve son defa kutlama yapan işbirlikçiler artık bu tarihi hiç hatırlamadılar, utançlarından olsa gerek…

3) “AB ile aramızdaki tek engel Kıbrıs sorunudur” diyecek kadar arsızlanan işbirlikçilerin yalanları çabuk ortaya çıktı. Denktaş gitti, İngiliz-ABD ortak planı olan Annan Planı geldi, ne oldu? Kıbrıs Türkleri daha kötü durumda; kozlar Rumların eline geçti ve onlar “Adanın bütününü temsilen AB’nin üyesi oldular”. Adadaki Türk askeri, işgalci duruma sokuldu.

İşte, bize komplocu diyenlerin Türkiye’yi getirdikleri nokta…

4) AKP, AB ile 2004 ile 2005 çerçeve anlaşmalarını imzalayıp Kızılay’da havai fişek attırırken biz komplocular , “Bunlar Türkiye’yi sömürgeleştirme anlaşmalarıdır” dedik.

Geldik 2008′e, bizim söylediklerimiz doğru çıktı. Meğerse “komplocular” yerden göğe haklıymış.

- AB şimdi Güneydoğu’ya el attı, özerklik istiyor.
- Fener Patrikhanesi’ni bağımsızlaştırıyor.
- Ermeni soykırım yasalarını meclislerinden geçirdi.
- Dicle ve Fırat’ın yönetimini istiyor.

5) AKP hükümeti her şeyi özelleştirip devletin yapması gereken işleri piyasaya terk ederken biz karşı çıktık. Bu Türkiye’yi parçalar, insanları dağa kaçırır, eşkıya yapar dedik…Türkiye’nin yabancı tekellerin işgaline uğrayacağını söyledik.

Bize, “Siz iyi şey istemiyorsunuz, komplocusunuz” dediler. Peki ne oldu?

- Batı’nın dev tekelleri piyasamızı işgal etti, işsizlik arttı.
- Bankamızdan telefonumuza kadar her şeyimiz yabancıların eline geçti.
- Yunanistan yıllar yılı Ziraat Bankası’na Batı Trakya’da bir şube bile açtırtmazken “Yunan Devlet Bankası” geldi, bizimkini satın aldı. Yani, AKP’nin yabancılaştırma politikası yürüdü.

Bizim söylediklerimizin hepsi doğruydu, kanıtlandı. Kıbrıs’ta biz kaybettik, AB’de bekleme odasında iğfal edilmeye başlandık, Irak’ın kuzeyinde Kürt devleti kuruldu, Fener Patrikhanesi’nde geri adım attık.

Bize komplocu diyerek “kendi suçlarını örtmeye kalkanların maskeleri düştü”. İşin en kötü yanı da şudur; bütün bu feci sonuçların doğmasına neden olanlar bunu bilerek ve isteyerek yaptılar. Washington ve Brüksel ile yürüttükleri işbirliğinin vazgeçilmez sonuçlarıydı bunlar.

Ama en baştan itibaren olayların halk tarafından anlaşılmasını engellemek için; bize komplocu dediler. Kendi ihanetlerini gizlemek için…


Erol MANİSALI

 

   
   
   
 
 

 
   
   
   

 

 
 
 

 

 

 

Home ] Up ] Türkiye Gerçekleri ] Strateji ve Politikalar ] İçerik ] Ara ]

Veled ] Diriliş ] İzlemler ] Egemenlik ] BOP ] Harekat ] Yalnız ] Hedef ] Çözüm ] [ İhanetler ] İçimizdekiler ] Kim ] Melezya ] Yağmâ ] Kurnazlık ] Kutuplar ] Vak’a ] Eşitlik ] Küstahlık ] Savaş ] Arkeoloji ] Şeriat ] Öngörü ] Tahmin ] Tanzimat ] Süreç ] Politikalar ] Türkolog ] Karne ]