Türkiye ve Dünya Gerçekleri

TransAnatolie Welcomes You  to Turkey

 

Çözüm


 

 

Home ] Up ] Türkiye Gerçekleri ] Strateji ve Politikalar ] İçerik ] Ara ]

 

 

Veled ] Diriliş ] İzlemler ] Egemenlik ] BOP ] Harekat ] Yalnız ] Hedef ] [ Çözüm ] İhanetler ] İçimizdekiler ] Kim ] Melezya ] Yağmâ ] Kurnazlık ] Kutuplar ] Vak’a ] Eşitlik ] Küstahlık ] Savaş ] Arkeoloji ] Şeriat ] Öngörü ] Tahmin ] Tanzimat ] Süreç ] Politikalar ] Türkolog ] Karne ]

 

 

Up

Türkiye Gerçekleri: Onuncu Yıl Marşı - Gurur ve Çözüm

   

Onuncu Yıl Marşı birkaç ay öncesinde olduğu kadar gururla söylenmiyor artık. PKK saldırısına ve Barzani küstahlığına hükümetin tez ve güçlü karşılık veremeyişi halk yığınlarında belirgin bir hayal kırıklığı yaratmışa benziyor.

Ama, askere henüz toz kondurulmuş değil. Geçenlerde bir taksici "Operasyon için Başbakan'ın Bush 'la görüşmesini bekliyoruz" sözünü Genelkurmay Başkanı'nın bağımsızlık anlayışına yakıştırmayınca, yakınındakilerden biri "Merak etme; o mahsustan böyle söylemiştir, karşı tarafı yanıltıp daha önce baskını başlatmak için" demekten kendini alamamıştı.

Kısacası, "onurumuzu korumak" için de olsa Kuzey Irak'ta "mutlaka bir şeyler yapılması" artık kaçınılmaz bir beklentiye dönüşmüştür.

Ne var ki, elbet derinliğine düşünülerek alınması gereken böyle bir karar, sorumluluk taşımayan insanların duygusallığıyla alınamaz. Sorunun, çok sayıda ve son derece kritik boyutları olduğunu unutmamak gerekiyor.

Şimdilik, en azından şu söylenebilir: Böylesine bir beklentiyi karşılamak amacıyla yapılacak harekâtın akıllıca ve en az kayıpla mümkün olan en kalıcı sonucu verecek biçimde gerçekleştirilmesi gerekecektir. Yoksa, sınır ötesinde yuvalanmış bir tedhiş odağının ara sıra bir başka toprağa girip çıkmakla ortadan kaldırılmasını beklemek yanlış olur. Yapılanın hiç değilse daha sonraki çözüm arayışlarına yararlı olabilmesi ya da o bakımdan doğru bir başlangıç oluşturması düşünülmelidir.

Örneğin, Irak sınırının akla daha yakın ve daha kolay savunulur bir çizgiye çekilmesine şimdiden zemin hazırlamak niçin düşünülmesin?

Lozan sonrasında Musul sorununun çözülmesi için toplanan İstanbul Konferansı çıkmazsa girince, bir yandan Şeyh Sait İsyanı ve Sason, Raman ayaklanmaları sürerken köşeye sıkışmış Ankara Hükümeti'ne kabul ettirilen o sınırdan hayır gelmeyeceği zaten belliydi. Genel Sekreteri İngiliz olan ve Türkiye'nin üye bile olmadığı Milletler Cemiyeti'nce Estonyalı bir emekli generale Brüksel'de çizdirilen öyle bir sınırdan hayır mı gelir? Sınırın sarp dağların güney eteğine çekilmesinin, hem Misak-ı Milli'nin tamamlanmayışını kısmen telafi etmeye hem de komşu iki ülkenin yan yana barış içinde yaşamalarını kolaylaştırmaya yarayacağı bellidir.

Türkiye, şu ortamda "operasyon" girişimini durdurmanın bedeli olarak, işgalci ABD'nin ve emrindeki Bağdat yönetiminin önüne böyle barışçı bir planla çıkabilir.

Plan, kabul görmese de, o konuda harita üzerinde yapılacak hazırlıkların, şimdi yapılması düşünülen harekâtın yönünü ve amacını da belirlemede yardımcı olacağı kesindir.

Bugün 84 yaşını tamamlayan olgun bir cumhuriyet, haklılığının gerisine kuvvetini de koyarak bölgesinde kalıcı barış sağlayacak çözümler ortaya koyma sorumluluğunu Atlantik ötelerinden gelenlere bırakacak kadar da cesaret yoksunu olabilir mi? Çevresindeki sorunlara çözüm önermek en çok ona yakışır.

MÜMTAZ SOYSAL

   
   
   
 
 

 

 

 

 

 

Home ] Up ] Türkiye Gerçekleri ] Strateji ve Politikalar ] İçerik ] Ara ]

Veled ] Diriliş ] İzlemler ] Egemenlik ] BOP ] Harekat ] Yalnız ] Hedef ] [ Çözüm ] İhanetler ] İçimizdekiler ] Kim ] Melezya ] Yağmâ ] Kurnazlık ] Kutuplar ] Vak’a ] Eşitlik ] Küstahlık ] Savaş ] Arkeoloji ] Şeriat ] Öngörü ] Tahmin ] Tanzimat ] Süreç ] Politikalar ] Türkolog ] Karne ]