Çatalhöyük
Çatalhöyük, Orta
Anadolu'da, günümüzden 9 bin yıl önce yerleşim yeri olmuş, çok geniş
bir Neolitik Çağ ve Kalkolitik Çağ yerleşim yeridir. Doğu ve batı
yönlerinde yan yana iki höyükten oluşmaktadır. Doğudaki Çatalhöyük
(Doğu) olarak adlandırılan yerleşme Neolitik Çağ'da, Çatalhöyük
(Batı) olarak adlandırılan batıdaki höyük ise Kalkolitik Çağ'da
iskan görmüştür. Bugünkü Konya şehrinin 52 km güneydoğusunda,
Hasandağı'nın yaklaşık olarak 136 kilometre uzağında, Çumra
ilçesinin 11 km kuzeyinde, Konya Ovası'na hakim buğdaylık arazide
bulunmaktadır. Doğu yerleşimini, en son Cilalı Taş Devri sırasında
ovadan 20 metre yüksekliğe kadar ulaşan bir yerleşim birimi
oluşturmaktadır.
Höyükler kabaca 2 bin yıl
kesintisiz iskan edilmiştir. Özellikle neolitik yerleşimin
genişliği, barındırdığı nüfusu, oluşturduğu güçlü sanat ve kültür
geleneği ile son derece dikkat çekicidir. Yerleşimde 8 bin üzerinde
insan yaşadığı kabul edilmektedir. Çatalhöyük'ün diğer neolitik
yerleşimlerden temel farkı, bir köy yerleşmesini aşıp kentleşme
evresini yaşamakta olmasıdır. Dünyanın en eski yerleşimlerinden biri
olan bu yerleşimin sakinleri, ilk tarımcı topluluklardan da biridir.
Bu özelliklerinin bir sonucu olarak 2009 yılında UNESCO Dünya Mirası
Geçici Listesi'ne eklendi. UNESCO tarafından 2012 yılında Dünya
Miras Listesi'ne dahil edilmesine karar verildi.
Çatalhöyük konutlarının
iç içe, yan yana yapılmış olması ayrı bir araştırma konusu olmuştur.
Bu konuda kazı başkanı Hodder, savaş ve yıkım izlerine hiç
rastlanmadığı için bu sıkışık yapılanmanın savunma endişesine
dayanmadığı görüşündedir. Muhtemelen birçok kuşağı kapsayan aile
bağlarının kuvvetli olmasıydı ve konutlar, sahiplenilmiş arsalar
üzerine, birbiri üstüne inşa ediliyordu.
Çatalhöyük'ün ilk
yerleşimcilerinin avcı-toplayıcı bir topluluk olduğu
anlaşılmaktadır. Yerleşimin sakinlerinin 6. Tabakadan itibaren
Neolitik Devrim'i gerçekleştirdikleri, buğday, arpa ve bezelye gibi
bitkilerin tarımını yapmaya başladıkları, yoğun biçimde avcılığa
devam ederken sığırı evcilleştirdikleri belirlenmiştir. Ekonomik
faaliyetlerin bununla sınırlı olmadığı, Hasan Dağı'ndan obsidiyen ve
Ilıcapınar'dan tuz üretildiği, kasaba kullanımını aşan üretim
fazlasının civar yerleşimlere satıldığı düşünülmektedir. Akdeniz
kıyılarından geldiği düşünülen ve takı olarak kullanılan deniz
kabuklarının varlığı, bu ticaretin yayılımı hakkında bilgi
vermektedir. Öte yandan ele geçen kumaş parçaları dokumacılığın en
eski örnekleri olarak tanımlanmaktadır. Çanak çömlekçilik, ahşap
işçiliği, sepetçilik, kemik alet üretimi gibi zanaatlerin de
gelişkin durumda olduğu belirtilmektedir.
Konutların iç duvarlarında panolar yapılmıştır. Bazıları bezeksiz,
kırmızının çeşitli tonlarında boyalıdır. Bazılarında geometrik
bezekler, kilim desenleri, iç içe geçmiş daireler, yıldızlar ve
çiçek motifleri bulunmaktadır. Bir kısmında el ve ayak izleri,
tanrıçalar, insan, kuş ve diğer hayvanlar, av sahneleri ile doğal
çevreyi yansıtan çok çeşitli tasvirlerle bezenmiştir. Kullanılan
diğer bir bezeme türü kabartma betimlemelerdir. İç düzenlemelerde
platformlara oturtulmuş boğa başları ve boynuzları ilginçtir. Birçok
evin duvarında gerçek boğa başlarının kille sıvanmasıyla yapılan
kabartmalar mevcuttur. Bazı mekanlarda bunlar bir dizi halindedir ve
Mellaart tarafından bu yapıların kutsal mekan ya da tapınak olduğu
ileri sürülmektedir.
Konut duvarlarında yer alan tasvirler av ve dans sahneleri, insan ve
hayvan resimleridir. Hayvan resimleri akbaba, leopar, çeşitli
kuşlar, geyik ve aslan gibi hayvanlardır. Ayrıca 8800 yıl öncesine
ait, kilim motifleri denilebilecek motifler de görülmektedir ve
günümüz Anadolu kilim motifleriyle ilişkilendirilmektedir. Figürin
buluntular sığır, domuz, koyun, keçi, boğa, köpek ve tek olarak
sığır boynuzlarıdır.
Çatalhöyük Doğu Höyük'te III. tabakadan X. tabakaya kadar olan
tabakalarda, kutsal yapıların içinde çok sayıda pişmiş kilden
yapılma Ana tanrıça heykelcikleri, boğa başı ve boynuzları ile kadın
göğsü rölyefleri bulunmaktadır. Ana Tanrıça, genç kadın, doğuran
kadın ve yaşlı kadın olarak betimlenmiştir. Bu buluntuların
tarihlendirilmesiyle Anadolu'da en eski Ana Tanrıça Kült
merkezlerinden birinin Çatalhöyük olduğu kabul edilmektedir.
Bereketi simgeleyen Ana Tanrıça Kültü'nde erkek ögeyi boynuzlu boğa
başlarının temsil ettiği düşünülmektedir. Güleryüzlü ve sevecen
betimlemeler Ana Tanrıça'nın doğaya sunduğu yaşamı ve bereketi
simgelerken, kimi zaman korkunç denebilecek betimlemeler de, bu
yaşam ve bereketi geri alabilme yetisini ifade etmektedir. Elinde
akbaba olabileceği düşünülen yırtıcı bir kuşla betimlenen tanrıça
heykeli ile yarı ikon tarzı ürkütücü heykelcik ise, Ana Tanrıça'nın
ölüler ülkesiyle bağını temsil etmektedir. İki yanındaki leoparlara
dayanmış durumda doğum yapan şişman kadın figürü ile aslanlı
tahtlarda oturur biçimde tasvirlerine rastlanan Tunç Çağı
Mezopotamya'sının İnanna - İştar'ı ve Mısır inancındaki İsis -
Sekhmet'i arasındaki benzerlik dikkat çekicidir.
Öte yandan Çatalhöyük Neolitik yerleşiminde konutun sadece barınmak,
erzak ve eşya depolamak / güven altına almak gibi işlevlerinin
olmadığı, aynı zamanda bir dizi sembolik anlam üstlendiği
anlaşılmaktadır. Hem konutlarda hem de kutsal mekan olarak görülen
yapıların duvar resimlerinde ana tema boğa başlarıdır.
Günümüzde yabani sığır
olarak tanımlanan boğaların alın kemikleri, alın kemiklerinin
boynuzların oturduğu kısımlar ve boynuzlar, kerpiç dikmelerle
birleştirilerek mimari öge olarak kullanılmıştır. Konutlardaki duvar
resimlerinin, ölülerin gömülmüş olduğu kesimlerde daha yoğun olduğu
dikkati çekmiş, bunun belki de ölülerle bir çeşit iletişim kurma
amaçlı olduğu ileri sürülmüştür. Öyle ki duvar resimlerinin üstünün
tekrar sıvanmasından sonra, sıva altında kalan resmin aynen yeni
sıva üzerine boyanmış olduğu saptanmıştır.
Çatalhöyük, daha eski ya da çağdaşı yerleşimlerden farklı
özelliklere sahiptir. Başta, onbin kişiye ulaşan nüfusudur.
Çatalhöyük'ün bir başka farklılığı da, belirli bir büyüklüğe ulaşan
yerleşimlerde merkezileşmiş yönetim ve hiyerarşinin ortaya çıktığı,
genellikle kabul edilmektedir. Oysa Çatalhöyük'te kamusal binalar
gibi toplumsal işbölümüne ilişkin kanıtlar bulunmamaktadır. Son
derece büyük bir nüfusu barındırır hale gelmesine karşın Çatalhöyük
"eşitlikçi bir köy" niteliğini yitirmemiştir.
- TransAnatolie Tour
- Kültür Gezi
Sağlayıcısı ve Operatorü-Kültür ve Turizm Bakanlığı 4938 No'lu Grup A Lisans
|
|