|
1918’den
2007’ye bataklık aynı
16 Kasım 1918. İngiliz askerleriyle birlikte Musul’a giren İngiliz
Yüksek Komiseri Wilson:
"İş sıkı tutulduğu takdirde, himayemiz altında, kuzey sınırı Van
Gölü’ne kadar uzanacak bir Kürt Devletinin kurulması zor
olmayacaktır."
13 Mart 1919. İngiltere ile Fransa arasında imzalanan Long-Berenger
anlaşmasıyla birlikte, Fransa Irak petrollerinin yüzde 25’ini elde
ediyor. Anlaşma sonrasında yapılan açıklamada:
"Sıra, Orta Doğuya dönük harita değişikliğindedir. Bu değişiklikte
esas, Kürt Devleti kurulmasıdır."
23 Ocak 1923. Musul’u ve petrolü birbirinden ayırmayan İngiliz
Dışişleri Bakanı Lord Curzon, Lozan’da, Türkiye, Musul’un Milli
Misak sınırları içinde olmasını savunduğunda:
"İnadından vazgeçmezse, ister ayaklanma, ister kan dökülmesi,
isterse patlak verecek her türlü güçlük olsun, bundan Türkiye
sorumlu olacaktır."
Lord Curzon sözünde duruyor!.. İki yıl sonra Nesturi ve Şeyh Sait
isyanları patlıyor. İsyanlar üzerine, TBMM devreye giriyor:
"Bu Mecliste Türklerin olduğu kadar, Kürtlerin de meşru temsilcileri
vardır. Kürtler, Türkiye’den ayrılmak gibi bir düşünceye sahip
değildir."
Tarih, bugün gibi.
Bu görüşmelerin bir bölümü de, Türkiye-Irak sınırının çizilmesi
çerçevesinde. Sınır çizilirken, asıl sorun Musul. Tartışma hep o
yönde. (Doç. Dr. Mesut Aydın, Türkiye ve Irak Hududu Meselesi, ASAM
Yayınları).
Sonra bugünkü sınırı Letonyalı bir general çiziyor. Yıl 1926.
İSYANDA TANIDIK İSİM
Bugün PKK, Kuzey Irak ve terör olaylarında günümüze kilitleniyoruz.
Kilitlenme bize tarihi unutturuyor. Oysa, şimdi biraz tarihi
anımsamak zamanı.
Şeyh Sait ile Barzani Ailesi Nakşibendi tarikatının Halidiye
kolundan. Kürt olmanın yanı sıra, bu tarikat bağlantısı var. Ayrıca,
ekonomik ve sosyal yapı olarak, ikisi de, aşiret.
Molla Mustafa Barzani 1925’te Şeyh Sait isyanını destekliyor.
2007’de ise, onun oğlu Mesut Barzani PKK terörüne destek veriyor.
Molla Mustafa Barzani 1927 Şemdinli, 1930 Ağrı isyanlarına da destek
verenler arasında.
26 EYLÜL 1966
Tarihte dolaşarak, bugünü daha rahat okumak mümkün. 26 Eylül 1966
tarihli bizim gazetelerin manşetleri aynı haberi veriyor:
"Avrupa TV ve gazeteleri, Türkiye’yi içine alan Kürdistan haritaları
yayınlıyor. Haritaları doğrulayan Molla Mustafa Barzani, İkinci
Hedefimiz Türkiye’dir, dedi".
Günümüze kilitlenerek, biz daha neyi tartışıyoruz?
BİRKAÇ SORU
Tarihte dolaşırken, günümüze yaklaşıyorum. Günümüzde ortaya bazı
sorular çıkıyor.
1- Talabani ile Barzani’ye pasaport verilmesinin yanı sıra, örneğin,
PKK’nın Med TV’sine alternatif olsun diye, Türkiye geçmişte
Barzani’ye ait bir TV kanalını destekliyor mu? Yani, geçmişte bazı
politik hatalarımız var mı?
2- Türkiye’de kendini Barzani’ye yakın hisseden kuruluşlar var mı?
Araştırmak gerek.
3- Türkiye’de kendini Barzani’ye yakın hisseden şirketler var mı?
Araştırmak gerek.
4- Meclis araştırma komisyonlarına da yansıyan, Anadolu’da Barzani
adına bazı düğünlerde altın takmak adeti hálá devam ediyor mu?
Kuzey Irak’ta Erbil kentinin girişinde bir anıt var. Dört el,
yukarda birleşmek istiyor, ama bir türlü birleşemiyor. Dört ülkede,
Türkiye, İran, Irak ve Suriye’de yaşayan Kürtlerin birleşme isteğini
vurgulamak üzere.
Barzani, yakınlarına sık sık bu anıtı gösteriyor. Kurulmasını
tarihte olduğu gibi, bugün de destekleyen ülkelerin Büyük Kürdistan
simgesi.
PKK, Kızıl Tugaylar ya da Baader Meinhof benzeri, sıradan bir terör
örgütü değil. Yaptığı terör de, onun için, onların terörüne
benzemiyor.
Tarih bugünler için gerekli. Önlemler de, ona göre.
Yalçın DOĞAN
|
|