'Çağdaş
Ulusalcılığı Görmek İstemeyenler', Erol Manisalı
Ulusalcılığı saptırmaya çalışan
çevreleri iyi anlamamız gerekir. Çağdaş ulusalcılığa kimler
karşıdırlar?
1) Vahşi kapitalizm, ulusalcı hareketleri, önündeki en büyük engel
olarak görür. Kapitalist piyasaların küresel sömürülerini
sürdürebilmeleri için, ulusalcıların tasfiye edilmesi gerekir.
- Mustafa Kemalin
kapitülasyonları yırtıp atması, Avrupalı (ve Batılı) sömürgeciler
için milliyetçileri en büyük tehdit haline getirdi.
- Chavez, Venezüellanın petrolünü sömürgeci tekellere terk etmeyip
millileştirdiğinde, saldırganlar bu ulusalcı ve halkçı çıkışlardan
hiç hoşlanmadılar.
Vahşi kapitalizm kendi çıkarına olan tek yanlı bozuk düzeni
sürdürebilmek için ulusalcı (milliyetçi) hareketleri ortadan
kaldırmaya çalışır.
2) Katılımcı demokrasi ve çağdaş sosyal hukuk devleti yerine,
şeriat düzenini getirmek isteyen dinciler de, ulusalcı ve halkçı
hareketlere şiddetle karşı çıkarlar. Şeriat düzeni içindeki ümmetçi
anlayış, milliyetçiliği kendisine rakip olarak görür.
Ancak özünde sömürgecilerin işine yarayan milliyetçilik karşıtlığı,
dinciler için de çelişkili sonuçlar doğurur. Ulusalcılığa karşı
çıkarak sömürgecilerin ekmeğine yağ süren dinciler, önünde sonunda
kendileri de emperyalistlerin hedefi durumuna düşerler.
3) Azgelişmiş ülkelerdeki oligarşi çevreleri, ulusalcılardan
hoşlanmayan diğer bir kesimi oluştururlar. Bu çevreler,
sömürgecilerden pay aldıkları için, bozuk düzenin değişmesini
istemezler.
Sömürgecileri tehdit eden ulusalcı hareketler oligarşi için de
zararlı görülür. Çünkü azgelişmiş ülkedeki oligarşinin çıkarları,
Batı oligarşilerinin çıkarları ile bütünleşmiştir. Liberallerden
kimi eski solculara, bazı sermaye çevrelerinden bürokrasiye kadar bu
bozuk düzenden beslenenlere rastlanır.
Çağdaş ulusalcılığı nasıl tanımlamalıyız?
Oligarşinin içinde yer alan kimi yazar çizerler ulusalcılığı, kendi
kafalarında kurguladıkları bir model içinde pazarlarlar. Onlara
göre ulusalcılık kapanmaktır; statükoyu korumak ve değişimi
engellemektir. Hatta işi kafatasçılığa kadar götüren ilkel
yaratıklara bile rastlanabilir.
Aslında bu yanlış tanımlamalar, emperyalizmin ulusalcıları tasfiye
etmek için kullandıkları araçlardır.
Teknik ve siyasal boyutları ile çağdaş ulusalcılığın (milliyetçiliğin)
taşıdığı özellikler şunladır:
1) Uluslararası ilişkilerde karşılıklı çıkarların dengeli bir
biçimde korunması; iktisadi, siyasi, kültürel ve güvenlik
ilişkilerinde bu ilkenin göz önüne alınması gerekir. Bunlar
kapanmakla, statükoculukla uzaktan yakından ilgili değildir. Bu
yalanı söyleyenler sömürgecilerin, dincilerin ve oligarşinin
sözcüleridir.
Uluslararası ilişkilerde karşılıklı çıkarların gözetilmesi ve
dengenin sağlanması, demokrasinin ve çağdaş olmanın bir gereğidir.
Ancak bu yolla ülkeler kendi halklarının iktisadi, siyasi ve
kültürel haklarını koruyabilirler.
2) Ulusalcılık, katılımcı demokrasiyi gerektiren bir düzen
peşindedir.
- İçerde toplumsal dengenin sağlanması,
- Toplumsal sınıfların paylarını gereği gibi alabilmeleri,
- Oligarşik dayatmalara karşı yapılanmaların hedef alınması..
Bütün bunlar ulusalcı (milliyetçi) politikaların alt başlıkları
olmak zorundadır.
Ya sahte milliyetçiler?
1950li yıllarda Amerika, bürokrasiyi, siyasileri, toprak ağalarını
ve kimi sermaye çevrelerini kullanarak soğuk savaştaki Amerikancı
milliyetçileri üretti.
1970li yıllarda yine Amerika, anti Amerikan sola karşı sağcı
milliyetçileri yarattı.
2000li yıllarda ise mafya ve kaçakçılar milliyetçi yaftası
yapıştırılarak sahneye çıkarıldılar.
Bütün bunlardan yararlanan kim? ABD ve ABnin Türkiye ve bölge
üzerindeki planlarının bir parçası olduklarını iyi görmemiz
gerekiyor.
Çağdaş milliyetçilik uluslararası ilişkilerde karşılıklı çıkarları
dengeleme amacını güttüğü için hukuka saygıyı öne çıkarır.
Sömürgeci baskılara karşı çıkar, antiemperyalist bir duruşu simgeler.
Dış ilişkilerde çıkarların dengelenmesi için içerde katılımcı
demokrasinin işlemesini destekler. Çağdaş ulusalcılık özünde budur.
Bundan rahatsız olan sömürgeciler ve ortakları, kendi
kurguladıkları saçmalıkları, naylon milliyetçilik olarak sahneye
çıkarırlar.
Güney Amerikadaki antiemperyalist gelişmelere Batılılar bile,
ulusalcı sol hareketler adını vermişlerdir.
Çağdaş ulusalcılık, sömürgeci, dinci ve oligarşik hareketlere karşı
duruşa verilen isimdir.
|