Türkiye ve Dünya Gerçekleri

TransAnatolie Welcomes You  to Turkey

 

Faiz


 

 

Home ] Up ] Türkiye Gerçekleri ] Strateji ve Politikalar ] İçerik ] Ara ]

 

 

Neredeyiz ] Çelişkiler ] Üretim ] Milli Gelir ] Borçlar ] [ Faiz ] IMF ] Gümrük Birliği ] Dersler ] x-flasyon ] Sorun-Çözüm ] Ekonomik Gelişim ] E-2008 ] E-2050 ]

 

 

Up

  Son 25 Yılda Ödenen Faiz Analizi

9 bin fabrika parası faize gitti: 433.3 milyar dolar!
Son 25 yılda devlet borç faizi olarak 433.3 milyar dolar ödedi. Bu rakam, her biri 50 milyon dolardan 9 bin fabrika parası ediyor. Bu fabrikaların her birinde 400 kişi çalışsaydı 3.5 milyon kişi iş sahibi olacaktı



Türkiye, 1983-2007 yılları arasında bütçeden 433 milyar dolarlık faiz ödemesi yaptı. Devletin topladığı her 100 dolar verginin 51 doları faize gitti.
Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) Maliye ve Hazine verilerinden yararlanarak yaptığı araştırmaya göre, 1983 yılını izleyen son 25 yıllık dönemde faiz ödemeleri yıldan yıla arttı ve bütçe harcamalarının en büyük kalemini oluşturdu.
Türkiye kayıtdışılık yüzünden ekonomisinin gerçek büyüklüğünü yansıtan miktarlarda vergi toplayamadığı için kamu harcamalarını karşılamak üzere sürekli borçlanma yoluna gitti. Borçlanma arttıkça faiz giderleri de arttı. Bütçe açıklarının iç ve dış borçlanmayla kapatılması politikasına dönüldüğü 1983 yılında 942 milyon dolar olan faiz ödemeleri, faiz oranlarının ve borçlanma miktarlarının artmasına paralel olarak her geçen yıl hızla büyüyerek son yıllarda 40 milyar dolara ulaştı. Böylece Türkiye, milli hasılasının 10'da 1'i büyüklüğü kadar faiz ödemeye başladı.


Yatırımın 4 katı faize
ATO'nun araştırmasına göre, bütçeden faiz ödemeleri için ayrılan pay arttıkça yatırım payı azaldı. Faiz payının yüzde 20'yi aştığı 1990'da yatırımın payı yüzde 15'e geriledi. Faiz ödemelerinin bütçede yüzde 44 pay aldığı 2000 yılında yatırımın payıysa yüzde 5.3'e indi. Türkiye'nin vergi gelirlerinin faiz ödemelerine yetmediği 2001 yılında bütçeden yatırıma ayrılan pay yüzde 5.2'ye kadar geriledi. Yatırımların bütçeden en az pay aldığı yıl ise yüzde 5.1 ile 2003 yılı oldu. 2008 yılı bütçesinde 12.4 milyar YTL ayrılması, bütçe harcamaları içerisindeki payının da yüzde 5.5'e gerilemesi bekleniyor.
1983-2007 yıllarını kapsayan 25 yıllık dönemde Türkiye'nin toplam bütçe harcamaları 1 trilyon 316 milyar dolara ulaştı. Bu harcamanın 373.9 milyar doları iç, 59.4 milyar doları da dış olmak üzere toplam 433.3 milyar doları faiz ödemelerine gitti.
Aynı dönemde devletin yatırıma ayırdığı tutar 100 milyar dolarda kaldı. Başka bir ifadeyle devlet 25 yılda 100 milyar dolarlık yatırım parası ayırırken, dört katını faize ödedi.


3.5 milyon iş yaratılabilirdi
Türkiye'de 50 milyon dolarlık yatırımla orta büyüklükte bir fabrika kurulabiliyor. Eğer faize giden 433.3 milyar dolarla fabrika yapılsaydı, 9 bin adet fabrika yapılabilirdi. Bu fabrikaların her birinde 400 kişinin çalışabileceği varsayılırsa 3.5 milyon kişiye iş kapısı yaratılmış olurdu. Resmi rakamlara göre, Türkiye'deki işsiz sayısı 2.5 milyon civarında.


En büyük harcama kalemi
1983'te bütçe harcamalarının yüzde 8.1'ini oluşturan iç ve dış borç faiz ödemeleri, 1990'da bütçe harcamalarının yüzde 20.4'üne, 2000 yılında yüzde 43.9'una, 2001 yılında harcamaların yüzde 51'ine ulaştı.
2001 sonrası ekonomideki genel iyileşme sonucu faiz ödemelerinin toplam harcamalar içindeki payı azalmaya başladı ve 2006'da yüzde 26.2'ya geriledi.
Ekim ayı ortasında TBMM'ye sunulması gereken ve 225.9 milyar YTL'ye ulaşan 2008 yılı bütçesinde faiz ödemelerine 59.3 milyar YTL'lik bir ödenek ayrılması bekleniyor.
Bu yıl sonu hedefi de dahil edildiğinde devletin 1983-2007 arasında yapabildiği vergi tahsilatı 845.1 milyar dolara ulaşacak. Aynı dönemde yapılan faiz ödemeleri de 433 milyar dolar olacak. Buna göre son 25 yıllık dönemde devletin halktan topladığı her 100 dolarlık verginin 51.3 dolarla büyük bölümünü borç aldığı kesimlere faiz olarak aktarmış olacak.


'Şişirilen balonlar peş peşe patladı'
Ekonomide borçlanmayla şişirilen balonların, krizlerde birbiri ardına patlayarak halkı çok büyük yoksulluklara sürüklediğini belirten ATO Başkanı Sinan Aygün şunları söyledi:
"1980'li yılların başında uygulamaya konulan 'vergi alma, borç al' politikaları Türkiye ekonomisini 1990'lı yıllarda ve 2000'li yılların başında çok ağır krizlere sürükledi.
Kazancının neredeyse yarısını vergi olarak devletine ödeyen Türk halkı, ödediği bu vergilerin kendisine eğitim, sağlık, altyapı, güvenlik ve diğer kamu hizmetleri olarak dönmesini bekliyor. Oysa, yıllardır Türkiye'nin iliğini kurutan bu yüksek faiz-düşük kur politikası yüzünden toplanan vergiler uluslararası spekülatif sermayeye aktarılıyor."
 

 

Kaynak: Milliyet Ekonomi
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 

 

 

Home ] Up ] Türkiye Gerçekleri ] Strateji ve Politikalar ] İçerik ] Ara ]

Neredeyiz ] Çelişkiler ] Üretim ] Milli Gelir ] Borçlar ] [ Faiz ] IMF ] Gümrük Birliği ] Dersler ] x-flasyon ] Sorun-Çözüm ] Ekonomik Gelişim ] E-2008 ] E-2050 ]