Kapitalizm İçin Sorun
Küresel, Çözüm Yerel
Amerikanın mali piyasalarında patlayan ve dünyaya yayılan dev bunalım her
boyutu ile uzmanlar tarafından tartışılıyor.
- Kimilerine göre dünya ekonomileri ve uluslararası piyasalar, hiçbir şekilde
artık eskisi gibi olmayacak. Bunu vurgulayanlar, yeni önlemlerin ve
düzenlemelerin eskisinden oldukça (veya çok) farklı bir yapı göstereceğini
söylüyorlar. Bilinçaltı, göstermesi gerektiğini düşünüyorlar.
- İşi daha da somuta indirgeyenler, Amerikadaki düzensiz ve kuralsız çalışan
mali piyasaların yeni düzenlemelerle, denetim altına alınması gerektiğini öne
sürüyorlar.
- Bazıları ise mali piyasalardaki düzensizliğin ve kuralsızlığın kurallara
bağlanmasının sorunu çözemeyeceğine, mali piyasalar dışında da yeni denetim
mekanizmalarının kurulması gerekliliğine inanıyorlar.
Bu grupta yer alan uzmanlar, kapitalist düzenin ve piyasanın önderliğini ve
egemenliğini esas alan çevrelerdir. Vahşi kapitalizmi biraz uysallaştırırsak
işler yine eskisi gibi işleyecektir düşüncesindeler.
Biraz farklı bakanlar
Ancak bununla yetinmeyen kapitalist ve piyasacı çevreler de var. Esas güdücü ve
egemen güç piyasa bile olsa, sosyal yaklaşımlarla biraz daha terbiye edilmesi
gerektiği düşüncesindeler. Altyapı, eğitim ve sağlık gibi alanlarda devletin
piyasaya destek sağlamasını istiyorlar.
Kapitalist piyasa düzeninin Batı içinde yaratacağı krizlerle, kapitalist
dünyada iç sorunların büyümesinden korkanlar bir adım daha atıyorlar. Bir
anlamda, kapitalist piyasa düzeninin çökmemesini, devletin omuz vermesine
bağlamak istiyorlar. Böylelikle piyasa kazandırırken oligarşinin elde
ettiklerini, kaybettirirken halka ödetiyorlar.
Ben bunları, Batı kapitalizminin piyasacı sosyal demokratları olarak görüyorum.
Yukarıdaki grupların hepsi de kapitalist piyasanın egemenliğini
benimsemişlerdir. Analizlerde, açıklanmamış bir boşluk ya da eksiklik
bulunuyor.
Küresel egemenliğin yürümesi için
Batıdaki kapitalist piyasa düzenine krizler karşısında çözüm arayan bu görüş
sahipleri, Batı kapitalist piyasalarının küresel zararlarını azgelişmiş dünya
karşısındaki sömürgeci konumunu göz ardı ederek düzenlemeler öneriyorlar.
Afrikanın, Asyanın, Güney Amerikanın Batı kapitalizmindeki kriz yüzünden
karşı karşıya bulunduğu dev sorunlara çözüm arıyorlar. Krize karşı önlemleri
adeta kapitalizmin iç meselesi olarak görüyorlar.
Öne sürdükleri öneriler, kapitalizmin tek yanlı egemenliğinin korunmasına,
güçlendirilmesine yönelik. Sorunlara 6.5 milyar insanın refahı ve mutluluğu
açısından bakmıyorlar.
Onlar için önlemler mevcut tek yanlı düzenin çökmeden sürdürülmesi için
gerekiyor.
Sonuçları itibarıyla, kesinlikle küresel bir çözüm değil. Batı kapitalizminin
ayakta kalabilmesi için yapılan değerlendirmeler bunlar.
Tartışılması gereken
Batı kapitalizminde çöken piyasalar sonrasında şunların sorgulanması gerekmez
mi:
- Sadece ABD ve ABnin değil tüm dünya devletlerinin katılımı ile, Birleşmiş
Milletler şemsiyesi altında yeni ekonomik yapılanmaların (ve düzenin)
tartışılması ve kararların alınması.
- 6.5 milyar insanın yüzde 70inin açlık sınırı yakınlarında dolaştığı göz önüne
alındığında ekonomik, sosyal ve siyasal sorunların birlikte değerlendirildiği
bir düzenin araştırılması.
Oysa tartışılan nedir? ABDnin mali piyasaları fazla başıboş, bunların denetim
altına alınması nasıl gerçekleşecek? Konuşulanın yüzde 90ı bunun etrafında
dolaşıyor.
6.5 milyar insanın büyük çoğunluğu zaten bu bozuk düzen yüzünden eziliyor. Hele
küreselleşme arttıktan sonra azgelişmiş ülkelerde sorunlar daha da derinleşti.
Şimdi kimileri, bozuk küresel düzenin (düzensizliğin) çökmemesi için önlem
arayışı içinde.
Sorun, ABDnin mali piyasalarının düzenlenmesi değildir; Batı kapitalizminin
oluşturduğu sömürgeci yapının değiştirilmesidir. Yapılan öneriler bunu
değiştirmeye değil sağlamlaştırmaya yöneliktir.
Keynesçiliğin diğerinden farkı, sistemi devlet müdahaleleri ile ayakta tutmaya
çalışmasıdır, hepsi bu
Prof. Erol Manisali
|