Türkiye ve Dünya Gerçekleri

TransAnatolie Welcomes You  to Turkey

 

Yüzler


 

 

Home ] Up ] Türkiye Gerçekleri ] Strateji ve Politikalar ] İçerik ] Ara ]

 

 

Toplum ] Tarih ] Amerika Soykırımlar ] Katliamlar ] [ Yüzler ] TR-ABD ] Obama Efsanesi ] Bob Dylan ] Hadım Edilen Millet ] ABD’nin Hedefi ]

 

 

Up

 

ABD Dost ve müttefik değil, düşmandır!   

Dikkat edin, ABD Büyükelçilikleri, bir yandan KKTC'de ve Türkiye'de Ramazan dolayısı ile iftar çadırlarında iftar yemekleri verirken, diğer yandan da Türkiye ve KKTC aleyhine olacak her gelişmenin arkasında pervasızca yer alıyor...

Bir yandan, "ABD Türkiye'nin dostu ve müttefikidir" derken, diğer yandan da KKTC'yi yok edecek, Türkiye'yi parçalayacak her gelişmeye imza atıyor...

   

Kıbrıs'ta Neler Yaptı?

Bu bağlamda, ABD, Kıbrıs'ta adayı Yunanistan topraklarına katmak için başından beri hep Rumlara destek oldu, hep ENOSİS'i destekledi...

1955'de EOKA'nın ENOSİS amaçlı terörüst saldırılarına destek verdi...

1963'de iki eşit halkın kurucu ortaklığına dayalı Kıbrıs Cumhuriyeti'nin yıkılması, Türk Halkının etnik temizlikten geçirilmesi ve ENOSİS'in gerçekleştirilmesi amacına yönelik olarak, Rumların silahlı saldırılarını cesaretlendirdi....Ardından da 1964'de 1. ve 2. Acheson Planlarını sunarak, 50 yıllığına Türkiye'ye verilecek kiralık bir üs karşılığında, Kıbrıs Türklerinin Meis adasına taşınmasını, adanın ise Yunanistan'a bağlanarak ENOSİS'in gerçekleştirilmesini önerdi...

Rum saldırıları karşısında, 1964'de ve 1967'de adaya müdahale etme kararı alan Türk ordusunun önünde Akdeniz'deki 6. filosunu çıkararak, savaşla tehdit etti, adaya müdahale edilmesi ve müdahalede ABD silahlarının kullanılması halinde Türkiye'yi Rus yayılmacılığı karşısında savunmasız bırakacağına ilişkin meşhur JOHNSON MEKTUBU'nu gönderdi, adada Türk kanı akarken müdahaleyi önledi...

1974'de Türk müdahalesini önlemek için her türlü baskıyı yaptı, başaramayınca Türk ordusunu şimdiki hatta durdurmak için her türlü baskıyı yaptı, ardından da ordumuzu zayıflatmak için yıllar sürecek ağır bir silah ambargosu uyguladı...

Bugüne kadar devam eden müzakere sürecinde, Kıbrıs Türk Halkını Rum hegemonyası altına sokacak ve Türk ordusunu adadan çıkarıp Türkiye ile Kıbrıs'ın bağlarını kesecek ne kadar hain plan varsa hazırladı ve kabul etmemiz için ağır baskılar uyguladı...

En son olarak KKTC'yi ortadan kaldırmayı ve Türk ordusunu adadan çıkarmayı amaçlayan Annan Planını hazırladı ve bize kabul ettirmek için her türlü baskıyı yaptı, yalanlar söyledi, sahte vaad ve aldatmalarda bulundu...

Emellerine ulaşmak için içimizden binlerce kişiyi beyin yıkama amaçlı özel atölye çalışmalarında eğitti, örgütledi, birçok sözde aydını, gazeteciyi ve medya patronunu satın alarak maaşa bağladı, kamuoyunu yanıltmak için sadece Annan Planı sürecinde 60 milyon doları aşkın para harcadı...

Ve, hala bu emperyalist faaliyetlerine devam ediyor...

Ama diğer yandan da kendini çok masum ve dost göstermek için Ramazan ayında, Kızılay'ın iftar çadırlarında iki kez iftar yemeği vererek, çirkin yüzünü gizlemeye çalıştı. Yukari

 

Ermeni Tasarısı

ABD emperyalizmi diğer yandan da Anavatan Türkiye'yi bölüp parçalamak ve kabul etmediği, imzalamayı reddettiği Lozan'ın intikamını alarak SEVR'i dayatmak için ne gerekirse yapıyor...

En son, ABD Temsilciler Meclisi Dış ilişkiler Komitesi tarafından onaylanan Ermeni safsatalarına ilişkin karar tasarısı da bu amaca yöneliktir...

1. Dünya savaşı sırasında ayaklanarak Türk ordusunu arkadan vuran, Türk köylerini basarak masum sivil Türk köylülerini katleden İngiltere, Fransa ve Rusya'nın silahlandırdığı Ermenilerin bölgeden uzaklaştırılmaları olayını (TEHCİR ) soykırım olarak yutturmaya kalkıyorlar...

Tarihçilerin yazması gereken Tarihi, siyasetle çarpıtmaya ve yalan-dolanla, kendi Meclislerinde yeniden yazmaya çalışıyorlar.

Oysa, Türkiye Cumhuriyeti, o dönemle ilgili tüm Osmanlı belgelerini araştırmacılara, bilim adamlarına, siyasetçiler dahil, isteyen herkese açmış durumda...Yine aynı dönemle ilgili olarak Rusya, hatta Ermenistan arşivlerinde gerçekleri ortaya koyan inkar edilmez belgeler var...

Ne ki, ABD emperyalizmi bunlarla ilgili değil, çünkü amacı gerçekleri ortaya çıkarmak değil....Esas amacı, bu safsataları kullanarak Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak, Kıbrıs'ta, Kuzey Irak'ta, Orta Doğu'da kendi milli hedeflerine hızmet eder duruma getirmek, bölmek ve SEVR hayallerini gerçekleştirmek...

Önceki gün Milliyet'de yayınlanan yazısında Güneri Civaoğlu'nun aktardığı şu belgeye bakın.

Ermenistan'ın ilk Başbakanı Kaçaznuni, 1923'te toplanan Parti (Taşnaksutyun) Kongresi'ne raporunda şöyle diyor:

Türkler doğru yaptı. Türklere karşı ayaklandık. Türklerin düşmanı İtilaf devletlerinin kampındaydık. Türkiye'den "Denizden denize Ermenistan" istiyorduk. Öldük ve öldürdük."Tehcir" doğruydu ve gerekliydi.Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz. Türklerin milli mücadelesi haklıydı. 1915 yaz ve sonbahar döneminde "Türkiye Ermenileri" zorunlu bir "tehcire" tabi tutuldu. Türkler, ne yaptıklarını biliyorlardı ve bugün pişmanlık duymalarını gerektirecek bir husus bulunmuyor. Bu yöntem en kesin ve uygun olanıydı.

Kaderden şikâyet etmek ve felaketlerimizin sebeplerini kendi dışımızda aramak, acıklı bir durumdur. Bu bizim (hastalıklı) milli psikolojimizin karakteristik bir özelliğidir ve Taşnaksutyun Partisi de bundan kaçamamıştır. (Detay, Mehmet Perinçek'in Kaynak Yayınları tarafından yayımlanan "Ermeni Taşnak Partisi'nin Yapacağı Bir şey Yok. 1923 Parti (Taşnaksutyun) Kongresi'ne Rapor." Adlı kitapta var...)

*****

ABD, bunları ve konuyu araştıran onlarca yerli ve yabancı araştırmacının orijinal belgelerle ortaya koyduğu gerçekleri bilmiyor mu?

Elbette biliyor, ne ki amaç başka....Amaç Türkiye'yi korkutup hizaya getirmek, köşeye sikıştırmak kendi politikalarına hızmet eder duruma getirmek, bölmek parçalamak, Kafkasya'da emperyalist emellerine hızmet edecek Büyük Ermenistan'ı kurmak, onlara tazminat ve toprak verdirmek...Ardından, Türkiye'den toprak alarak, emperyalizmin uydusu Büyük Kürdistan'ı kurdurtmak....

Bir de utanmadan, "ABD Türkiye'nin dostudur, Türkiye misillemede bulunmasın, somut tedbirler almasın, İncirlik üssü'nü kapatmasın" diye açıklama yapıyorlar...

Böyle bir ülke Türkiye'nin dostu ve müttefiki olabilir mi? Yukari

 

Türkiye'nin Yapması Gerekenler1

Dolayısı ile Türkiye'nin yapması gereken, artık ABD ile yollarını ayırmasıdır...Soğuk savaş dönemi sona ermiştir...Türkiye'nin artık ABD koruma kalkanına ihtiyacı yoktur...

Rusya, Çin, İran ve diğer bölge ülkeleri ile dostluğa, karşılıklı çıkara ve dengelere dayalı çok kutuplu bir dış politika izlemek, ABD'nin emperyalist dayatmalarına karşı çıkmak gerekmektedir...Türkiye bunu yapmazsa, Kuzey Irak'ta, Kıbrıs'ta, Kafkasya'da, Orta Doğu'da kendi milli çıkarlarını savunmaz ve ABD'nin kuyruğuna takılır giderse, ülkedeki ABD üslerini kapatmazsa, ABD Büyükelçiliği'nin Türkiye içindeki bölücü faaliyetlerine son vermezse, bölünme tehlikesi her geçen gün biraz daha artacaktır...

ABD'nin, bölücü terör örgütü PKK'ya verdiği desteği ise asagida değerlendireceğim... Yukari

 

PKK'ya Verilen Destekler

Yukarida ABD emeryalizminin Kıbrıs'ta ve Ermeni safsataları konusunda izlediği Türkiye karşıtı politikalara örnekler vermiştim... Asagida da bölücü, ırkçı terör örgütü PKK'ya verdikleri destek konusunu değerlendireceğim...

Türkiye'de yayınlanan Vatan gazetesinde yer alan şu habere bakın:

"Türkiye'deki ABD elçiliği tarafından Amerika'daki Dünya Müzik Festivali'ne davet edilen Diyarbakır Yenişehir Belediyesi Çocuk Korosu, festivalde sözde Kürdistan bayrakları ile PKK'nın da kullandığı marşı seslendirdi. Vatan Gazetesi'nin haberine göre, 3-7 Ekim arasında San Francisco, Los Angeles ve San Diego kentlerinde Türkçe, Kürtçe, Ermenice, Süryanice, İbranice, İngilizce, Almanca ve Rusça olmak üzere 8 dilde şarkılar seslendirdi. 15 kişilik koro, festivalde sözde Kürdistan bayrağıyla bir dönem Türkiye'de yasak olan şarkıları söyledi. PKK terör örgütü ve Irak Kürdistan bölgesinin milli marş olarak kabul ettiği "(Ey Rekip) Hey Düşman" marşını okuyan koroyu, ABD'li yetkililer "Kürtler'in Diyarbakır çocukları" diye tanıttı. Koronun seslendirdiği marşın sözleri şöyle:

"Hey düşman/ Kürt ulusu dili ile yaşamakta/ Hiçbir zaman düşmanlar tarafından yenilemez/ Hadi kimse Kürtler ölü demesin/ Kürtler hayatta, Kürtler yaşıyor, bayrakları asla inmeyecek/ Biz, gençlik yenilenmenin kırmızı rengidir/ Bu yolda başlattığımız kanımızı izle/ Hadi kimse Kürtler ölü demesin/ Kürtler hayatta, Kürtler yaşıyor, bayrakları asla inmeyecek/ Bizler Medya ve Keyhüsrev'in çocuklarıyız/ İnancımız ve dinimiz memleketimizdir/ İnancımız ve dinimiz Kürt ve Kürdistan'dır/ Hadi kimse Kürtler ölü demesin/ Kürtler hayatta, Kürtler yaşıyor, bayrakları asla inmez."

Düşünün, Türkiye'de onca profesyonel koro var...ABD Elçiliği, Türkiye'den ABD'ye bir koro davet edecekseydi, bunun ille de Diyarbakır'daki PKK korosu mu olması gerekirdi?

Burada amaç, PKK'ya siyasi destek vermek ve onları, hedeflerini ABD'de tanıtmak, onlar için kamuoyu desteği yaratmak, tuttukları bölücü yolda onları teşvik edip desteklemek değil mi?

Ne ki, verdikleri askeri-lojistik-siyasi destek yanında bu koro işi bile gölgede kalır...ABD, Türkiye'nin bütünlüğüne yönelik düşmanca politikasını o denli ileri götürdü ki, artık hiçbir sınır tanımıyor....AKP hükümetinin teslimiyetçiliği de her geçen gün daha pervasız davranmaları konusunda onları cesaretlendiriyor...Yukari

 

ABD PKK'ya Askeri Destek Veriyor ve Koruyor

Türk basınında belgeleri çok yayınlandı, ABD'ye verilen resmi devlet raporlarında somut belgeleri ile çok belirtildi.

Bugün ABD, sadece Kuzey Irak'taki kukla Kürt aşiret yapılanmasını devletleştirmek, ordulaştırmak ve güçlendirmek için çalışmıyor, aynı zamanda bölgede üslenen terör örgütü PKK'ya her türlü maddi desteği, siyasi-askeri korumayı, silahı, yiyeceği, füzeyi, kurşunu lojistik desteği sağlıyor...Türkiye'nin meşru hakkı olan teröristlerin sıcak takibini tehdit ve baskıyla engelliyor...Onlara askeri ve siyasi koruma kalkanı oluşturuyor..Bu yıllardan beri devam ediyor...

Geçmişte ABD uçaklarının Türkiye dağlarındaki PKK'lı teröristlere yiyecek ve cephane attıkları, Türk ordusu tarafından kuşatılan bazı PKK'lı gurupların ABD helikopterleri tarafından alınarak Kuzey Irak'a götürüldükleri bizzat Türk ordusunun tesbitleri ile saptandı...

ABD ve İsrail özel harp subaylarının PKK'lılara gerilla eğitimi verdikleri belgelendi...

Son olarak en modern ABD saldırı silahları öldürülen PKK'lıların üzerinde ele geçirildi. İtirafçılar, silahların ABD askeri araçları tarafından PKK kamplarına getirildiğini TV ekranlarında açıkladı...Yapılan araştırmalarda ABD ordusunun, özel güvenlik şirketleri aracılığı ile PKK'ya silah sağladığı ortaya çıktı...

Ne ki hiçbir Türkiye hükümeti, bunca somut kanıta karşın gerekli onurlu tepkiyi ABD'ye göstermedi....Göstermediği bir yana, ABD'nin telkinlerine uyulararak hapisteki ve dağlardaki teröristler için af üstüne af çıkarıldı...PKK'nın insan kaybı böylece giderildi...Hapisten çıkan teröristler anında terör kamplarının yolunu tuttu...

İnsanın bunlara bakıp kahrolmaması olası mı? Yukari

 

Senin Teröristin İyi Benim Teröristim Kötü

Bir kez daha kanıtlanmıştır ki, ABD için “senin teröristin iyi, benim teröristim kötü" mantığı geçerlidir...

Kendisi, İkiz Kulelere yapılan terörist saldırıyı bahane ederek Irak'ı, Afganistan'ı on binlerce kilometre öteden gelip işgal ediyor...

Teröristlere destek verdiğini iddia ettiği Libya Devlet Başkanı Kaddafi'nin çadırını bombalayıp oğlunun ölmesine neden oluyor...

İran ve Suriye'ye saldırı hazırlığı yapıyor

Pakistan'da terör kampı olduğunu iddia ettiği bölgeleri bombalıyor...

Dünyanın neresinde olursa olsun, terörist veya terör örgütleri ile ilişkili olduğunu iddia ettiği kişileri gizli operasyonlarla kaçırıp Guantanamo üssü'ndeki özel hapishanelerde mahkeme karşısına bile çıkarmadan insanlık dışı koşullarda tutuyor, insanlık adına utanılacak işkenceler yapıyor...

Ne ki, söz konusu Türkiye olunca, ülkeyi bölmeyi amaçlayan, bu amaçla on binlerce sivil insanı ve güvenlik görevlisini katleden teröristlere kol kanat geriyor, onlara her türlü askeri-siyasi desteği veriyor, Türkiye'nin hareket etmesini engellemek için her türlü baskı, tehdit ve şantajı uyguluyor...Onları muhatap alıyor, onlarla görüşüp cesaretlendiriyor, teşvik ediyor...

Onlar sizin insanlarınızı, askerlerinizi öldürebilir ama siz birşey yapmayın, kamplarını bombalamayın, Kuzey Irak'a girmeyin diyor

Türkiye'nin dostu ve müttefiki olmak bu mu? Düşmanlık bu değilse nedir? Yukari

 

Türkiye'nin Yapmasi Gerekenler

Türk hükümetleri, PKK terörüne destek veren ABD emperyalizmi karşısında artık başı dik onurlu bir politika izlemek durumundadırlar...

Bu amaçla, ABD'nin Irak'taki teröre destek veren en önemli lojistik üssü olan İncirlik üssünü kapatmalıdır, Kuzey Irak'taki uyduruk oluşuma ekonomik çıkar sağlayan geçiş kapılarını kapatmalı ve Mersin gümrüğündeki ticari faaliyetlerini durdurmalıdır...Afganistan'daki ABD işgaline verdiği desteğe son vermeli ve oradaki askeri birliği geri çekmelidir...Türk ordusu meşru sıcak takip hakkını kullanarak Kuzey Irak'a girmeli ve PKK kamplarını dağıtarak bir daha geri dönmelerini önlemek için oralarda kalıcı şekilde üslenmelidir...Kuzey Irak'taki Türkmen varlığı askeri ve ekonomik yönden güçlendirilmelidir....Kerkük'ün uyduruk Kürt oluşumunun eline geçmesine asla izin verilmemelidir...

Türkiye güçlü bir ülkedir ve karar verdiği zaman bunları yapmaya muktedirdir....

İran, tek başına ABD emperyalizmine kafa tuttuğuna göre, Türkiye hayda hayda dik duruş sergileyebilir...Bu bağlamda Türkiye, ABD emperyalizminin teröre verdiği destekten ve bölgeyi kana bulayan yayılmacı siyasetinden zarar gören bölge ülkeleri ile de işbirliği yapması halinde bu bela ile daha kolay başedebilecektir...  Yukari

Sebahattin İSMAİL, 15 Ekim 2007
 

 

 

Türkiye kartlarını zamanında kullanmalı1

İSTANBUL Milletvekili, emekli büyükelçi Şükrü Elekdağ şu önemli uyarıyı yapıyor:


"Elimizdeki cephaneyi yerinde ve zamanında kullanmalıyız."
Elekdağ, Habur ve İncirlik kartlarının Ermeni sorunu için kullanılmasının yanlış olacağını söylüyor.
Çünkü o kartlar bizim için PKK konusunda çok önemli.
Yani Ankara, "Habur ile İncirlik"i kapatma kartını PKK konusunda kullanmalıdır.
Ermenilerle ilgili elimizde önemli kartlar var.
Bunlardan biri Ermenistan’la olan hava trafiğinin sona erdirilmesi.
İkincisi Türkiye’de kaçak çalışmalarına göz yumulan 70 bin civarındaki Ermeni vatandaşının geri gönderilmesi.
Üçüncüsü de Ermenistan’a ihracatın durdurulması.
Elekdağ’a göre bu üç kart ekonomik sıkıntısı olan Ermenistan’ı daha zor durumda bırakır.
Erivan, Ermeni diasporasına baskı yapabilir.


* * *


Eğer Türkiye Ermeni tasarısına misilleme olarak Habur ile İncirlik’i kapatırsa Ermenilerin en büyük destekçisi Demokrat Nancy Pelosi’yi ödüllendirmiş olur.
Tasarının geçmemesi için çalışan ancak "topal ördek" durumunda olduğu için kimsenin takmadığı Bush’u ve ABD yönetimini cezalandırmış oluruz. Oysa PKK konusunda bu iki kart Türkiye için yaşamsal bir önem taşıyor.
Bush yönetimini PKK’ya göz yumduğu, hatta desteklediği için cezalandırmalıyız.
Her iki konuda Türkiye dik ve kararlı bir tavır sergilemeli.
"Türkler konuşurlar ama bir şey yapamazlar" diyen Amerikalıları haklı çıkarmamalıyız.
AKP iktidarının bugüne kadar uyguladığı politikanın ne kadar etkisiz olduğu ortada.
O nedenle iktidar kendi kafasına göre dış politika yürütmekten vazgeçmeli.
Hükümetin Dışişleri Bakanlığı’nın belirlediği politikayı yürütmesi Türkiye’nin çıkarına olur. Yukari

Tufan TÜRENÇ
 

   

 

   
   
   
 
 

 

 

 

 

Home ] Up ] Türkiye Gerçekleri ] Strateji ve Politikalar ] İçerik ] Ara ]

Toplum ] Tarih ] Amerika Soykırımlar ] Katliamlar ] [ Yüzler ] TR-ABD ] Obama Efsanesi ] Bob Dylan ] Hadım Edilen Millet ] ABD’nin Hedefi ]