Türkiye ve Dünya Gerçekleri

TransAnatolie Welcomes You  to Turkey

 

Terör


 

 

Home ] Up ] Türkiye Gerçekleri ] Strateji ve Politikalar ] İçerik ] Ara ]

 

 

Kim Kimdir ] AKP & AB ] [ Terör ] Manzara ] Ulus Devlet ] Iddia ] Ayaklanma ] AYB ] Avrasya ]

 

 

Up
Terör ve iktidar

Terörün Kilometre Taşları

   
Bayram tatili sonrası gündemin ekonomi ve yolsuzluklar olması bekleniyordu ama Aktütün saldırısı tümünü doğal olarak öteledi. Önümüzdeki perşembe günü Ankara'da ciddi bir toplantı yapılacağı açıklandı.

Toplantıda, bir süredir gündeme girip çıkan kimi yasal düzenlemelerin gündeme gelmesi bekleniyor. AKP hükümetinin terörle mücadelede, özellikle son 3 yıldır, sandığı riske sokacak adımlar atmaktan yana olmadığını biliyoruz. Başbakan'ın açıklamaları, bu kez daha farklı bir açılım olabileceğini gösteriyor.

Bugün, haftaya ışık tutması bakımından, Türkiye'nin 24 yıllık terörle mücadelesinin ana kilometre taşlarını anımsatalım...

15 Ağustos 1984'teki Eruh baskını, terör örgütünün sesini ilk duyurduğu büyük eylem olarak kabul ediliyor. 6 Kasım 1983'te ANAP tek başına iktidar olmuştu. Özal, mimarı olduğu 24 Ocak 1980'deki kararların uygulanmasını her şeyin önüne koymuştu. Bunun da etkisiyle terör küçümsenmiş, "3-5 eşkıya" denmişti. Ertesi yıl terör olaylarında azalma meydana gelince de demeç hazırdı:

"Terörün belini kırdık."

***

Bel kırıldığına göre sorun yoktu; bölgedeki sıkıyönetim de gevşetilebilirdi. 1987'de sıkıyönetimden OHAL'e geçildi. 1988'deki 500 bin kişilik peşmerge göçü, ardından 1991'deki Birinci Körfez Savaşı terörün yeniden azgınlaşmasına neden oldu.

ABD'nin Irak'a düzenlediği savaş terörü neden azdırmıştı?

Çünkü, 36. paralelin kuzeyi Saddam'a kapatılmış, bu bölgenin kontrolü ABD'ye bırakılmıştı.

ABD kontrolü nasıl sağladı?

İncirlik Üssü'nde konuşlanan Çekiç Güç'le...

Türkiye'de gelip giden her iktidar Çekiç Güç'ün altışar aylık görev süresini uzattı. Terör örgütü de Irak'ın kuzeyinde bulduğu hayat sahasını her türlü destek eşliğinde çok güzel kullandı.

1993-95 arası terör olaylarının şiddetlendiği dönemdi. Askerler, baktılar ki iş tamamen başa düştü, yeni bir mücadele yöntemi benimsediler, hâkimiyet sağladılar. 1998'de terör örgütü başının Suriye'den çıkarılması belki de en önemli kilometre taşıydı. O güne dek sadece Öcalan'ı konuk etmekle kalmayan, terör örgütünün lojistik desteğinin yüzde 60'ını sağlayan Suriye, "Adana Mutabakatı" ile devre dışına çıktı.

Türkiye rahatladı...

2000'lerin başında terör iyice sinmişti. Ne zamana kadar?

21 Mart 2003'te ABD Irak'ı işgal edene dek...

PKK, 2005'te yeniden ses getiren eylemlerle geri döndüğünde "eyvah" demiştik, "98 sonrası iyi değerlendirilemedi, başa dönüyoruz".

Ne yazık ki öyle oldu...

Son 3 yıldır yeniden yükselip alçalan bir terör kıskacı içindeyiz...

***

Yukarıdaki tablo 24 yıllık zaman diliminde terörün özellikle dış desteğinin kesildiği dönemlerde büyük başarı elde edildiğini gösteriyor. Ancak böylesi dönemlerden sonra iç barışın kalıcılaşmasını sağlayacak önlemlerin yeterince uygulanmadığı da ortada...

Önümüzdeki perşembe günü yapılacak toplantıda konunun iki ucunun da dikkat alınması gerekiyor. Kabile devletleri dahil, hiçbir ülke güvenliğini başka bir ülkenin insafına bırakmaz. Türkiye de bırakmıyor. Ne var ki; Irak'ın işgal altında oluşu, güney sınırımızın "insansız" ve "kuralsız" bir bölge haline gelmesi ya da bilinçli olarak bu duruma getirilmesi işimizi güçleştiriyor.

36. paraleli biz koruduk, yıllar sonra bedelini ödedik...

Şimdi oluşan yerel yönetimin işlevini, arkasındakileri, içimizdekileri çok iyi görmek ve gereğini yapmak durumundayız.

Yarınlar için...

 

Mustafa Balbay

   
   
   
 
 

 
   
   
   

 

 

 

 

Home ] Up ] Türkiye Gerçekleri ] Strateji ve Politikalar ] İçerik ] Ara ]

Kim Kimdir ] AKP & AB ] [ Terör ] Manzara ] Ulus Devlet ] Iddia ] Ayaklanma ] AYB ] Avrasya ]