Türkiye ve Dünya Gerçekleri

TransAnatolie Welcomes You  to Turkey

 

Ezan


 

 

Home ] Up ] Türkiye Gerçekleri ] Strateji ve Politikalar ] İçerik ] Ara ]

 

 

Dünya ] Çözüm ] Darbe ] Tehlike ] [ Ezan ] Fikir ] GKB ]

 

 

Up

Ezandan türbana....

   

LAİKLİK ve dinin siyasete alet edilmesi çok partili demokrasiyle hayatımıza girmiştir.
Daha önce yok muydu?
Elbette vardı, olmaz olur mu?
Ama cumhuriyetin “tek partili dönemi”nde bu kavramların üzeri örtüldü, bastırıldı.
1950’de “Yeter, söz milletindir!” sloganıyla iktidara gelen “‘Demokrat Parti”nin ilk başbakanı Menderes, hükümet programını okurken şöyle diyordu.
“......... seçim beyannamemizde yazıldığı üzre, millete mal olmuş inkılaplarımızı mahfuz tutacağız.”
Bu ne demekti?
Bu, bir bütün olan Atatürk devrimlerinin parçalanacağını, “millete mal olmuş, olmamış inkılap” diye ayrılacağını gösteriyordu.
İlk tepki “Ulus” başyazarı Hüseyin Cahit Yalçın’dan geldi; Yalçın’a göre DP’li Başbakan’ın Atatürk devriminde açtığı bu gedikten artık her türlü irtica ve taassup erbabı Türk toplumu içine akın edebilirdi.
Hüseyin Cahit Yalçın’ın bu tepkisinin sonu cezaevinde noktalandı, geçenlerde yazdığımız gibi, mahkûm edildi.
Araştırmacı Sevgi Kocaçimen, bu gelişmeleri anlatırken, Menderes’in laiklik kavramını değiştirdiğini, “gerçek laiklik” diye yeni bir laiklik tanımı yaptığını belirtir. (x)
Menderes şöyle demektedir:
“İrticai tahrike asla müsaade etmemekle beraber, din ve vicdan hürriyetlerinin icaplarına riayet edeceğiz. Hakiki laikliğin manasını biz böyle anlamaktayız. Bu itibarla gerek din dersleri meselesinde, gerekse din adamlarını yetiştirecek yüksek müesseselerin faaliyete geçmesi hususunda icap eden tedbirleri süratle ittihaz etmek kararındayız.”
Menderes’in bu söylediklerini hiç yadırgamadınız herhalde; bugün söylenenlerle o kadar benzerliği var ki!
* * *
DEMOKRAT Parti’nin ilk icraatı “ezan”ın Arapça okunmasına izin veren yasanın çıkarılması olmuştur.
1941 yılında ibadetlerin Türkçe yapılması için “ezan ve kamet”in Arapça okunması yasaklanmıştır. Demokrat Parti seçim meydanlarında en çok bu konuda söz vermiş, ezanın Arapça okunmasına izin verileceğini söylemiştir. Ezanı Arapça okuyanlara 3 aya kadar hapis, ya da 10 liradan 200 liraya kadar hafif para cezası verilmekteydi.
* * *
PEKİ, o Meclis’te CHP yok muydu, başında İsmet İnönü’nün olduğu CHP yok muydu?
Olmaz olur mu?
CHP sözcüsü Cemal Reşit Eyüboğlu, partinin görüşünü şöyle açıklıyordu...
“Milli devlet ve milli bilinç politikası cumhuriyetle kurulmuştur. CHP bu politikayı izlemektedir, bu politikanın bir gereği olarak, ezan meselesini dil meselesi, milli bilinç meselesi olarak görmekteyiz. Milli devlet politikası, mümkün olan her yerde Türkçenin kullanılmasını emretmektedir. Türk vatanında ibadete çağırmanın da öz dilimizde olmasını tercih etmekteyiz; ancak...”
Evet, ancak:
“Türkçe ve Arapça ezan konusunda bir politik tartışmaya taraftar değiliz, ezan meselesinin ceza konusu olmaktan çıkarılmasına da karşı değiliz.”
Ve Arapça ezan okunması CHP’nin onayıyla kabul edilir.
* * *
EZANIN Arapça okunmasına izin veren bu kanun “laiklik” kavramına karşı ilk başkaldırı olarak değerlendirilir.
Hatta Cumhurbaşkanı Celal Bayar, buna çok kızmış, istifayı bile düşünmüştür, rivayet muhteliftir.
İşte o kadar...
* * *
BUGÜNKÜ “türban kavgası”nın temelinde “Arapça ezan”ın yattığını bilmeyenler, “Nereden çıktı bu türban?” diyebilirler.
Geçmişi bilmeden bugünü, yarını değerlendirebilir miyiz?
AKP’nin Demokrat Parti’nin devamı olduğunu söyleyenlerin ne kadar doğru tespitte bulundukları, Sevgi Kocaçimen’in araştırmasında görülebilir.
———————
(x) DP Döneminde TBMM’de Laiklik Tartışmaları, Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Yayınları

Hasan Pulur


 

   
   
   
 
 

 
   
   
   

 

 

 

Home ] Up ] Türkiye Gerçekleri ] Strateji ve Politikalar ] İçerik ] Ara ]

Dünya ] Çözüm ] Darbe ] Tehlike ] [ Ezan ] Fikir ] GKB ]