Kurşunlu Han, tahrir defterlerine, sicil kayıtlarına dayanan
son araştırmalara göre Fatih dönemi baş vezirlerinden Mehmet
Paşa'nın İstanbul'un Üsküdar Semti'ndeki imaretine vakıf
olarak yaptırılmıştır. Kitabesi yoktur. 1946 yılındaki onarımda
II. Murat'a ait sikkeler ele geçirilmiştir. Bu buluntular,
hanın 15. asrın ilk yarısında var olduğunu kanıtlar niteliktedir.
Han, Osmanlı Devri hanlarının tipik plan karakterinde olup
ortada avlu ve revak sırası ile, bunları çeviren iki katlı
odalardan oluşur. Zemin katta 28, birinci kata 30 oda yer
alır. Odalar ocaklıdır. Odanın batı ve güney yönlerinde
yer alan bodrum katta "L" tipinde bir ahır kısmı mevcuttur.
Hanın kuzey cephesinde 11, doğu cephesinde 9 ve giriş eyvanı
içerisinde karşılıklı yerleştirilen 4 dükkân yer alır.
Hanı yaptıran Mehmet Paşa, 1467 yılında bedesteni yaptıran
Mahmut Paşa'nın azlinden sonra başvezir olmuş ve 1470 yılına
kadar görevde kalmıştır. Üsküdar'da cami, imaret ve medresesi
olup kendisi orada gömülüdür.
Bugün müzeyi oluşturan bu iki yapı, 1881 yılındaki son
yangından sonra terkedilmiştir.
i
Müze Tarihi
Ankara'da
ilk müze, Kültür Müdürü Mübarek Galip Bey tarafından 1921
yılında kalenin Akkale olarak isimlendirilen kısmında kurulmuştur.
Bu müzenin yanı sıra Augustus Mabedi ile Roma Hamamı'ndan
da eser toplanmıştır. Atatürk'ün telkinleriyle merkezde
bir "Eti Müzesi" kurma fikrinden hareket edilerek diğer
bölgelerdeki Hitit eserleri de Ankara'ya gönderilmeye başlanınca
geniş mekânlara sahip bir müze binası gerekli görülmüştür.
O zamanki Kültür (Hars) Müdürü Hamiz Zübeyr Koşay tarafından
devrin Maarif Vekili Saffet Arıkan'a metruk halde bulunan
Mahmut Paşa Bedesteni ve Hanın onarılıp müze binası olarak
kullanılması önerilmiş, bu fikir kabul edilerek 1938 yılından
1968'e kadar devam eden bir restorasyon çalışması başlatılmıştır.
Bedestenin orta bölümünde yer alan kubbeli mekânın
büyük bir kısmının onarımının 1940 yılında bitirilmesi ile
eserler, Alman arkeolog H. G. Guterbock başkanlığındaki
bir heyet tarafından yerleştirilmeye başlanmış, 1943 yılında
binaların onarımı devam ederken, orta bölüm ziyarete açılmıştır.
Bu bölümün onarım projesi Y. Mimar Macit Kural, ihale sonrası
onarımı ise Y.Mimar Zühtü Bey tarafından yapılmıştır. 1948
yılında müze idaresi Akkale'yi depo olarak bırakıp, Kurşunlu
Han'ın onarımı tamamlanan dört odasından yürütülmüştür.
Kubbeli mekân çevresindeki arastanın restorasyon ve
teşhir projeleri Anıtlar Yüksek Mimarı İhsan Kıygı tarafından
hazırlanmış ve uygulanmıştır. Beş dükkân orjinal halde
bırakılıp, dükkân aralarındaki bölmeler kaldırılmış
ve böylece, teşhir için geniş bir çevre koridoru elde edilmiştir.
Müze yapısı 1968 yılında son şeklini almıştır. Bugün idari
bina olarak kullanılan Kurşunlu Han'da araştırmacı odaları,
kütüphane, konferans salonu, laboratuvar ve iş atölyeleri
yer almakta, Mahmut Paşa Bedesteni ise teşhir salonu olarak
kullanılmaktadır.
Bugün
kendine özgü koleksiyonları ile dünyanın sayılı müzeleri
arasında yer alan Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde, Anadolu
arkeolojik eserleri Paleolitik Çağdan başlayarak günümüze
kadar, kronolojik bir sırayla sergilenmektedir.
i
Anadolu Medeniyetleri Müzesi
Tarihi yapıları, köklü geçmişi ile bugünlere gelen Anadolu
Medeniyetleri Müzesi 19 Nisan 1997 tarihinde İsviçre'nin
Lozan kentinde 68 Müze arasında birinci seçilerek "Yılın
Müzesi" ünvanını elde etmiştir.
i
Paleolitik (Yontma Taş) Çağ
(...8000)
Müzemizde
Antalya Karain Mağarası buluntuları ile temsil edilir. Yontma
Taş Çağı insanları mağara ve kayaaltı sığınaklarında barınan
avcı ve toplayıcı topluluklardır. Bu insanlara ait taş ve
kemik aletler bu devri belirleyen buluntulardır.
i
Neolitik (Cilalı Taş) Çağ
(8000 - 5500)
İnsanlık
tarihinde besin üretimi yanında ilk yerleşik toplumların
kurulmasıyla başlayan bu dönem müzemizde Çatalhöyük ve Hacılar
gibi çağın iki önemli merkezinden ele geçen buluntularla
temsil edilmektedir. Buluntular arasında ana tanrıça heykelleri,
damga mühürler, pişmiş toprak kaplar, kemik tarım araçları
yer alır.
i
Kalkolitik (Bakır-Taş) Çağı (M.Ö.
5500 - 3000)
Taş aletler yanında, bakırın işlenerek günlük hayata girdiği
bu döneme ait zengin buluntular müzemizde Hacılar, Canhasan,
Tilkitepe, Alacahöyük ve Alişar'dandır.
i
Eski Tunç (Maden) Çağı (M.Ö.
3000 - 1950)
M.Ö.
3. binin başlarında Anadolu'da yaşayan insanlar, bakıra
kalay katarak tunç elde etmişler, tuncun yanı sıra devrin
bilinen bütün madenlerini dökme ve döğme tekniğiyle olağanüstü
bir ustalıkla işlemişlerdir. Alacahöyük kral mezarlarından
çıkarılan değerli madenlerden yapılmış, görkemli ölü hediyelerinin
yanında Hasanoğlan, Mahmatlar, Eskiyapar, Horoztepe, Karaoğlan,
Merzifon, Etiyokuşu, Ahlatlıbel, Karayavşan, Bolu, Beycesultan
Semahöyük, Karaz-Tilkitepe buluntuları zengin bir Eski Tunç
koleksiyonu olarak sergilenmektedir.
i
Hititler
(M.Ö. 1750 - 1200)
M.Ö.
2. binde Anadolu'da ilk siyasi birlik Kızılırmak kavsı içinde
Hititler tarafından kurulmuştur. Başkentleri Boğazköy (Hattuşaş)
ile birlikte İnandık, Eskiyapar, Alacahöyük, Alişar, Ferzant,
zengin buluntu veren Hitit merkezleridir. Kabartmalı, boğa
biçimli kaplar, pişmiş toprak eserler, devlet arşivine ait
tabletler, kral adı baskılı mühürler dikkati çekmektedir.
i
Frigler (M.Ö.
1200 - 700)
M.Ö. yaklaşık 1200 yıllarında
Balkanlar üzerinden gelen Frigler, merkezleri Gordion şehri
olmak üzere Orta Anadolu'da egemen olmuşlardır. Gordion
tümülüslerinden ve örenyerinden çıkarılan eserler Frig sanatının
en güzel örnekleridir.
i
Urartular
(M.Ö. 1200 - 600)
Altıntepe, Adilcevaz,
Kayalıdere, Patnos, Van, Çavuştepe gibi merkezlerde mimarlıkta
ve madencilikte ileri bir düzeye ulaşan Urartular, Doğu
Anadolu'da Friglerle çağdaş olarak yaşamışlardır.
i
Geç Hititler
(M.Ö. 1200 - 700)
Hitit İmparatorluğu'nun
yıkılmasından sonra Hititlerin bir kısmı güney ve güney-doğu
Anadolu'da şehir devletleri kurarak Geç Hitit Beyliği dönemini
yaşamışlardır. Malatya-Aslantepe, Kargamış, Sakçagözü önemli
Geç-Hitit yerleşmelerini temsil ederler.
M. Ö. 1. binin yarısından başlayarak Yunan, Hellenistik,
Roma ve Bizans dönemlerine ait altın, gümüş, cam, mermeri
bronz eserler ve ilk paradan başlayarak günümüze kadar madeni
paraları da içine alan koleksiyonlarımız müzemizin nadir
kültür varlıklarını temsil ederler.
i
İlgili Linkler