Kültür ve Turizm
Bakanlığı A Lisansli Kültür Tur Operatörü TransAnatolie Tour'un
Kültür Gezileri
TransAnatolie Kültür Turları
İçerik
TransAnatolie TA06MA1: Ankyra’dan Angora’ya: Günlük Ankara Keşif Turu
PAGEREF _Toc104758212 \h 2
Ankyra’dan Angora’ya.
PAGEREF _Toc104758213 \h 2
Fiyat
PAGEREF _Toc104758214 \h 3
Ahi Şerafettin Camii
PAGEREF _Toc104758215 \h 3
İlintili Bağlar
PAGEREF _Toc104758216 \h 6
TransAnatolie Tour: Bir Baştan Bir Başa Anadolu Kültür İnanç ve Sağlık
Gezileri Sağlayıcısı ve Operatorü.
PAGEREF _Toc104758217 \h 7
Sabah saatlerinde tarihsel dokuyu keşfe başlıyoruz.
Yüksek Hitit Platosu esintileri Frig zenginliğine karışıyor.
Roma’liların Ogüst Oktaviyanüs Pontiflex Maximanüs’ü bizim Hacı
Bayram‘dan Ahilik dersleri alıyor.
Çatalhöyük’lü bilinen en eski Ana Tanrıça Heykeli, kadını ikinci sınıf
görenlere inat, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzemiz’de bereketi,
bolluğu üretkenliği simgeliyor.
Hiç te türban takmamış, ama Anaerkil Toplumun Reisi. Zümrüt’ü
Anka-Simürlenk ile ölümsüzlük konusunda Gılgamış Destanındaki Enkidu ile
yarışıyor.
Acemhöyük Tuz Gölü’nün güneyinde Hititler’in ilk Başkenti olarak yok
oluşu kabul etmiyor,
Ancak birikim ve zenginlikleri Ankara Mahmut Paşa Bedesten’ini süslüyor.
Julius Sezar “Geldim, Gördüm” diyor ama “yendim” diyemiyor.
Ankara Yedi Düvel’e boyun eğmiyor, direniyor.
Belçikalı, Universite Libres de Bruxelles‘in Professeur’u, Dr. Claude
Sterckx İbrahim Çamkerten’in Rehberliğinde ataları Celtesler’in izini
Ankara Ulus'taki Roma Hamamlarındaki yazılı taşlarda, üzeri leylek
yuvalı Temple de Justinien’in yazıtında arıyor.
Avrupalılar da atalarını Türkiye’de, Anadolu’da arıyor.
Selçuklu kültürleri, Osmanlı gelenekleri, Rum ve Ermeni evleri yerlerini
tarihin yeni sayfalarına buruk bir duygu ile bırakıyor.
Eski Ankara evlerinde mahalleliyi yokolmaya karşı örgütlemeye çalışan
Muhtar ve “Kale Çocukları” umuda koşuyor.
Anadolu Medeniyetler Müzesi, Boyacızade Konağı, Zenger Paşa Konağı, dar
sokaklı eski Ankara evleri, Etnografya Müzesi Roma Hamamları, Auguste
Tapınağı, Jüstinien Sütunu, Hacı Bayram Camii, Aslan Hane Camii bizi
büyülüyor.
Öğle yemeğimiz Zenger Paşa’da (veya Boyacızade Konağ'ında).
Öğleden sonra çağdaş Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal
Atatürk bizi kabul ediyor. Atatürk Müzesini ve Kurtuluş Savaşı Müzesini
geziyoruz.
Çanakkale geçilmiyor.
Güzel Helenanın Aşkı Truva’da Paris’i etkiliyor ama Çanakkale’de
Mehmetçiğin vatan sevgisi “Önce Vatan” a dönüşüyor.
Bir cümle dikkatimizi çekiyor: “Çanakkale’de oğullarını bırakan
anneler, oğullarınız bu topraklarda kaldı diye üzülmeyiniz, onlar da bu
topraklarda can vererek bizim çocuklarımız oldular. Bu gün kol kola Türk
kardeşleriyle birlikte uyuyorlar.’’
i
•
Fiyatlar (transanatolie.com)
i
Evvelce etrafında arslan heykelciklerinin bulunmasından dolayı
“Arslanhane” ismini almış olan Ahi Şerafettin Camii, Ahi Şerafettin
Mahallesinde Atpazarı Yokuşu üzerinde bulunmaktadır. Selçukluların son
devrinde Ankara’da kurulmuş olan Ahiler Devrine ait olan eser, Ahi
Hüsameddin tarafından 889 H. (1290) tarihinde yaptırılmıştır. Büyük bir
dikdörtgen teşkil eden camii’nin iç mekanını, kıble duvarına dikey dört
ahşap sütun dizisi ile beş nef meydana getirmektedir. Orta nef üzerinde
bulunan mihrap, cami’nin boyuna uzanan simetri aksının tam üzerinde yer
almaktadır. Orta nef yan neflere göre daha geniş ve tavan yüksekliğide
biraz daha fazladır. Moloz taşlar arasında bol miktarda kullanılmış olan
spoli kesme taşlardan yapılmış olan beden duvarlarının teşkil ettiği
mekanın üzeri kiremitli kaplı bir çatı örtmektedir.Camii’nin esas girişi
kuzey cephede bulunmakta ise de,bu giriş sadece iç mekanın kuzey
tarafına yapılmış olan ahşap kadınlar mahfiline, doğu batı cephelerde
bulunan kapılar ise camii’nin ibadet mekanına açılmaktadır. Fakat
yanındaki minareye bitişik olarak yapılmış olan kuzey kapı, tam bir taç
kapı hüviyetini taşımaktadır.
Orta aksa göre biraz doğu kenara doğru kaydırılmış olan kuzey kapı
tamamen kesme taştan yapılmıştır. Beden duvarlarından çıkıntı teşkil
eden portal camii’nin beden duvarları ile tezat teşkil eder. Üzeri
zengin mukarnaslarla nihayetlenen portal nişinin iki kenarında yan
duvarlara estetik bir hareket ve güzellik sağlayan nişler
bulunmaktadır.Kuzeydeki portal bitişik olarak yapılmış bulunan kare
kaideliminarenin alt kısmında gene Roma ve Bizans menşeli spoli taşlar
kullanılmıştır. Camii duvarlarında olduğu gibi minare kaidesinde de
taşlar arası derz yapılmıştır. Oldukça yüksek olan kaideden gövdeye
geçişi sağlayan kürsüde kareden silindirik gövdeye yedi sekiz tabir
edilen üçgen satıhlarla geçilmektedir. Selçuklu minarelerinin genel
karekteristiğini yansıtan minarenin, kürsü üzerindeki üst kaidesinin 8
kenarından her biri önce dikdörtgen panolar içinde kemerli nişler,
sonrada birbirini takiben sivri kemerli nişlerle teşkilatlanmıştır.
Dikdörtgen nişlerin her birinin üzerleri yer yer konulmuş gök mavisi,
lacivert çinilerle süslenmiştir. Daha yukarıda sade bir bordür bütün
kenarları dolaşmakta ve bir sıra firuze renkli sırlı tuğla ile
nihayetlenmektedir. Minare gövdesinin alt kısımlarında gene sırlı
tuğladan bir kuşak gövdeyi sarar. Şerefe altı alışılagelmiş şekilden
başka oluşu ilk bakışta dikkati çekmektedir. Kalın silindirik gövde
dışarı doğru hafifçe genişleyerek, küçük köşeler meydana getirmekte ve
sekizgen hale gelmektedir. Şerefe korkulukları altında bu genişleme
biraz daha artmaktadır. Tuğla korkulukları takiben devam eden petek daha
ince ve silindirik olup konik bir külahla nihayetlenmektedir.Camii’nin
doğu kapısı sonradan yapılan ilave kısımla eski halini kaybetmiş ise de,
eski izlerden bir revağın bulunduğu anlaşılmaktadır. batı kapısı ise,
daha küçük olmakla beraber sivri kemerli ve taş sövelidir. Kemer
alınlığında bulunan büyük üçgen panonun içi daha küçük üçgenlerle
ayrılmakta ve içlerinde mavi çini, kemer alınlığını süslemektedir. Gene
kalıntılarından kapının biraz daha yukarı doğru yükseldiği
anlaşılmaktadır.
Dış duvarların mütevazi görünüşü yanında iç mekan Selçuklu camilerinin
en güzellerinden birini teşkil etmektedir. Mekan kıbleye dikey dört sıra
ahşap direk dizisi ile beş nefe ayrılmaktadır ki, her nefte altışar tane
olmak üzere 24 adet yekpare direk üst örtüyü taşır, bütün direklerin
üzerindeki mermer başlıklar, eski binalardan getirilerek kullanılmıştır.
Başlıklar üzerinde uçları kavisli ağaç yastıklar ve bunların kalın dört
köşeli ağaç kirişler üzerinde yukarı doğru üç kademe halinde, genişleyen
uçları kavisli traversler, orta nef tavanını yanlara göre daha da
yükseltmektedir. Bütün tavan boyunca uzanan kirişlerin üzerinde 30cm.
aralıklarla konmuş yuvarlak ağaçlar ve bunları üzerini tahtalar
kaplamaktadır. Tahta yüzeylerin üzerleri ise aşı boyalı ince çıtalarla
dekore edilmiştir.Camii’nin içinde bütün kuzey kısmı ikinci direğe kadar
kaplayan kadınlar mahfili mekanı ikinci kat halinde ayırmaktadır.
Kıble duvarı ortasında bulunan mozaik çinili muhteşem alçı mihrap Ankara
Camilerinin olduğu kadar memleketimizde bulunan bu tür mihraplarında en
güzellerinden birini teşkil etmektedir. Tavan hizasına kadar yükselen ve
beden duvarlarından çıkıntı teşkil eden mihrap bütünüyle büyük bir pano
meydana getirmektedir
Ankara’da bulunan bütün camii ve mescitlerin mihrabı genellikle
kompozisyon olarak birbirine benzemekle beraber, gerek teknik ve gerekse
işçilik bakımından en mükemmel olanı muhakkak ki Arslanhane Camii’nin
mihrabıdır.En dışta 5 cm. genişliğindeki ince bir bordürü takiben,
kavisli olarak içeri doğru kıvrılan dekorsuz bir satıh ve 18 cm.
genişliğindeki ikinci bordür, üç kenarda mihrabı sarar. Her iki bordürde
tamamen alçıdan yapılmış ve dış bordürlerden ikincisi, birbirine geçmiş
iki sıra rumi ve kıvrık dallarla süslenmiştir. Daha içerde ince çubuklar
halinde kesilerek mozaik çini çini tekniğinde işlenmiş 25cm.
genişlikteki mavi renkli çinilerden geometrik geçmeli üçüncü bordur
bulunur. Mavi çubukların meydana getirdiği esas motiflerin ortalarında
beşgen şekilde kesilmiş lacivert çiniler konmuştur. Üçüncü bordürü
takiben içeri doğru daha da daralmış olan olan dördüncü bordür alçıdan
yapılmış olup bitki motiflerinin süslediği zemin içinde, kitabeler
yazılmıştır. Beşinci bordür gene mavi renkli çinilerden geçmeler halinde
işlenmiştir. Dikdörtgen olan mihrap nişinin içi ve üzeri mozaik
tekniğinde çinilerle kaplanmıştır. Mihrap nişinin üzeri mukarnaslıdır.
Nişin iki köşesinde ajurlu olarak alçıdan yapılmış iki sütunçe
bulunmaktadır ki, sütunçelerin üzerinde saksı şeklinde çan başlıklar
bulunur. Çan başlıklarında üzerinde nişin üç kenarını lacivert ve mavi
çinilerden bir kitabe şeridi dolaşmaktadır. Mihrap nişinin köşe
dolguları beşinci bordüre kadar büyük bir pano meydana getirmekte ve
nişin bittiği kısımda başka bir bordür tarafından kesilerek üstte
dikdörtgen bir pano teşkil etmektedir. Kıvrık dal ve yaprakların
doldurduğu niş köşe dolgularının üzerindeki dikdörtgen panonun zemini
alçı içine gömülmüş lacivert çinilerden altıgenler ve yıldız şeklinde
alçı motiflerle süslüdür. Orta zeminden önce tatlı önce tatlı bir
meyille kabarık ve hafif bombe kabara şeklinde pano yer almaktadır.
Kenarları gene mozaik tekniğinde çinilerden zikzaklı, bombeli kısmıda
yaprak ve kıvrık dallarla ajurlu kabartma olarak işlenmiş olan kabara,
mihrabın güzelliğini bir kat daha artırmaktadır.
Bütün iç mimarisi ve muhteşem mihrabı, camii’nin ahşap minberi ağaç
oymacılığı bakımından Ankara camileri içindeki en güzel üç minberden bir
tanesidir. İç kaledeki Alaaddin Camii minberi ve Ahi Elvan Camii minberi
ile çok yakın benzerliği bulunan Arslanhane Camii minberinin bir de
kitabesi bulunması büyük önem taşımaktadır.
Geometrik geçmeler halinde yapılmış minberde kıvrık dal ve yaprak
motifleri oyularak bütün yüzey süslenmiştir. Yıldız, üçgen, beşgen ve
sekizgen şekillerde yapılmış küçük geçmeler, merdiven altında büyük bir
üçgen pano meydana getirmektedir. Gerek merdiven ve
gerek hutbe mahallinin altı iki sıralı bordürlerle panolara
ayrılmaktadır. Minberin en altındaki bir sıra kemerin iç yüzeyi
arabesklerle süslenmiştir.
Giriş kapısı çok küçük ve dilimli kemerlidir. Köşelerde
içleri balık pulu motifleri ile süslü iki sütunçe bulunmaktadır. Rumi ve
palmetlerle süslü kemer köşe dolguları üzerinde, üst üste iki kitabesi
bulunmaktadır ki, burada minberin Ebu Bekir oğlu Mehmet tarafından 689
H.(1290) da yapılmış olduğu yazılmıştır. Hutbe altında sivri nal kemerli
küçük bir kapı bulunmaktadır ki bu kısım minber altında dolap olarak
kullanılmaktadır (www.ankararehberi.com).
i
Tüm yasal haklar Transanatolie Tur’a
aittir, seyahat acenta hakkı saklıdır.
i
•
Anadolu Medeniyetler Müzesi
•
Etnografya Müzesi,
• Ankara
•
Ethnography Museum of Ankara
• The
Mausoleum and Museum of Atatürk (Anıtkabir)
•
Mustafa Kemal Atatürk
• Video:
Ataturk.
i
TransAnatolie Tour: Bir Baştan Bir Başa
Anadolu Kültür İnanç ve Sağlık Gezileri Sağlayıcısı ve Operatorü:
info@transanatolie.com
i
TransAnatolie, kültür programları
ve turları ile ülkemiz Türkiye’yi size ve Dünya'ya farkli
pencerelerden değişik açılarda sunuyor.
TransAantolie ile Çatalhöyüklü ilk Ana Tanrıça'nın kültürü ile
tanışıyorsunuz, Hititler'in ilk başkentleri Aksaray’ın Acemhöyük’ü,
Çorum’un Hattuşaş’ı sizi Hitit türküleri ile karşılıyor.
Truva’da Paris’in sevgilisi Güzel Helena'nın öyküsünü dinliyor, at
kişnemeleri arasında Melih Cevdet Anday’ın “Truva Önünde Atlar”
şiiri, size hem Homeros’un İlyada ve Odisesin'deki Hektor, Aşil ve
Agamemnon’u, hem de “Gelibolu'da, İnönü'de vatanın kötü talihini
yenen” Mehmetcikleri düşündürüyor.
Mustafa Kemal Atatürk Çanakkale’de kalmış askerlerin annelerini
engin insan sevgisi ile “Ey çocuklarını bu ülke topraklarında
bırakan anneler, onlar için üzülmeyiniz, onlar bu topraklar için
çarpışırken bu toprağın çocukları oldular, şimdi, Türk kardeşleriyle
birlikte yan yana uyuyorlar” diyerek kıtalararası yakınlaşmayı
sağlıyor, Anzaklar’a Çanakkale'yi kendi ülkelerinden daha çok
sevdiriyor.
TransAnatolie Avrupa’nın kultur mirascisi olmakla övündüğü eski
Yunan uygarlığının en önemli kentlerini, Anadolu’nun bir parçası
olarak; demokrasi perisi Aspasia’yı, Milet’li Thales’i, Efes’li
Heraklit’i, Piriene’li Hipodamüs’ü de Anadolu'nun çocukları olarak
size tanıtıyor.
Doğulular, batılılar, kuzeyliler, güneyliler, kimsesizler,
ayricaliklilar Mevlana’nın, Hacı Bektaş Veliler’in, Pir Sultan
Abdalllar’ın, Yunus Emreler’in, Aşık Veyseller’in hoş görüsünü
soluyor; dinler, kültürler, Hiristiyanlık, Yahudilik köklerini
Anadolu'da Türkiye’de buluyor, Müslümanlık Anadolu’da kök salıyor.
TransAnatolie bu izleri sürüyor. Süleymaniye Mimar Sinan'la
yükseliyor; İbn-i Sina Tıp'da, İbn-i Batuta Astronomi'de, Ahmed Arif
Arf, Ratip Berker, Matematik'de, Erdal İnönü Fizik'de yeni buluşlar
getiriyor. Bizim Kanuni Fransızlar'ın Muhteşem Süleyman’ı oluyor,
İspanya Yahudileri mutluluğu Fatih’in İstanbulun'da buluyor. Bu
izleri süren TransAnatolie Tour ile Tahsin Özgüç’ün, Ekrem
Akurgal’ın kültür dünyasını keşfediyor, Mahmut Makal’ın "Bizim
Köy'unü" okuyor, Bülent Ecevit'in “Pülümür'lü Kadının Gizini"
hissediyorsunuz.
Mazlum ulusların umut kaynağı olan Mustafa Kemal Atatürk,
hurafelerden arınmış açtığı bilimsel aydınlanma yolunda, çağdaş
uygarlığın ölçütleri ile doğu gizemini de kapsayan Türkiye’yi,
Acemhöyük’lü yorgunluk tanımaz Memedler'in omuzunda Dünya Kültür
Merkezliğine yükseltiyor.
TransAnatolie Tour ile seyahat Marco Polo’nun, Evliya Çelebi’nin
İpek Yolu Kervansaraylarındaki tılsımlı, doyumlu yolculuklarını
yaşatıyor. Timur’un fillerini, Cengiz Han’ın yüksek yaylalarını
düşlüyorsunuz. Orient Express size batıdan doğuya Bizans’ı yaşatıyor.
TransAnatolie Tour ile doğayı tanıyor, onu dinliyor, Acemhöyük’de
ata biniyor, Kapadokya’yı balonla keşfediyor, Kalecik’de üzüm
topluyor, Tekir ve Kangal’ı seviyor, Angora’dan Taşpınar halılarını
dokuyor, termal sağlık turizm merkezlerinde dinleniyor, Ağrı
Dağı’nın zirvesine çıkıyorsunuz.
i
i
- TransAnatolie Tour
- Kültür Tur
Sağlayıcısı ve Operatorü-Kültür ve Turizm Bakanlığı 4938 No'lu Grup A Lisans
|