Kültür ve Turizm
Bakanlığı A Lisansli Kültür Tur Operatörü TransAnatolie Tour'un
Kültür Gezileri
TransAnatolie Kültür Turları
İçerik
Transanatolie TA06M10: Üç İnci: 2 Günlük Karadeniz Kültür Gezisi:
Safranbolu Bartin Amasra.
PAGEREF _Toc104748613 \h 3
Safranbolu, Bartin ve Amasra Gezi Programı
PAGEREF _Toc104748614 \h 3
1.Gün.
PAGEREF _Toc104748615 \h 3
2. Gun.
PAGEREF _Toc104748616 \h 4
Fiyat
PAGEREF _Toc104748617 \h 4
Fiyata Dahil olan hizmetler
PAGEREF _Toc104748618 \h 4
Fiyata dahil olmayanlar
PAGEREF _Toc104748619 \h 4
Çevreyi tanıyalım..
PAGEREF _Toc104748620 \h 4
Safranbolu Cinci Hanı
PAGEREF _Toc104748621 \h 4
Eski Hükümet Konağı Mağaralar Bartın Evleri Orduyeri Köprüsü
Amasra Müzesi Kuşkayası Anıtı Fatih Cami Aya Nikolas Kilisesi
Gürcüoluk Mağarası Aksuçayı Şelalesi İçmeler ve Kaplıcalar i
PAGEREF _Toc104748622 \h 5
Eski Hükümet Konağı
PAGEREF _Toc104748623 \h 5
Hıdırlık Tepesi
PAGEREF _Toc104748624 \h 5
Demirciler Çarşısı
PAGEREF _Toc104748625 \h 5
İncekaya Su Kemeri
PAGEREF _Toc104748626 \h 6
Saat Kulesi
PAGEREF _Toc104748627 \h 6
Yörük Köyü.
PAGEREF _Toc104748628 \h 6
Güneş Saati
PAGEREF _Toc104748629 \h 6
Kazdağlıoğlu Camisi
PAGEREF _Toc104748630 \h 6
Seyir Terasları Hıdırlık Tepesi - Mezarlık – Kale -Hasandede Kayası -
Şahbalı Tepesi Gümüş Tepesi - Hastane Altı ve Şelale, Küpçü Tepesi. i
PAGEREF _Toc104748631 \h 7
Uluyayla ve Sarıçiçek Yaylası
PAGEREF _Toc104748632 \h 7
Kaçak (Lütfiye) Camisi
PAGEREF _Toc104748633 \h 7
Eski Tabakhane.
PAGEREF _Toc104748634 \h 7
Ulu Cami (Ayastefenos Kilisesi)
PAGEREF _Toc104748635 \h 7
Mağaralar
PAGEREF _Toc104748636 \h 7
Bulak(Mencilis) Mağarası
PAGEREF _Toc104748637 \h 8
Hızar Mağarası
PAGEREF _Toc104748638 \h 8
Ağzıkara Mağarası
PAGEREF _Toc104748639 \h 8
Yürüyüş Yolları
PAGEREF _Toc104748640 \h 8
Diğer İlgi Odakları
PAGEREF _Toc104748641 \h 9
AMASRA.
PAGEREF _Toc104748642 \h 9
Bartın Evleri
PAGEREF _Toc104748643 \h 9
Orduyeri Köprüsü.
PAGEREF _Toc104748644 \h 10
Amasra Müzesi
PAGEREF _Toc104748645 \h 10
Amasra Kalesi
PAGEREF _Toc104748646 \h 10
Kuşkayası Anıtı
PAGEREF _Toc104748647 \h 10
Fatih Cami
PAGEREF _Toc104748648 \h 11
Aya Nikolas Kilisesi
PAGEREF _Toc104748649 \h 11
Gürcüoluk Mağarası
PAGEREF _Toc104748650 \h 11
Aksuçayı Şelalesi
PAGEREF _Toc104748651 \h 11
İçmeler ve kaplıcalar
PAGEREF _Toc104748652 \h 12
PARTHENIA.
PAGEREF _Toc104748653 \h 12
TransAnatolie Tour: Bir Baştan Bir Başa Anadolu Kültür İnanç ve Sağlık
Gezileri Sağlayıcısı ve Operatorü.
PAGEREF _Toc104748654 \h 14
Saat 07.00’de Safranbolu’ya hareket. Neşeli, güzel bir yolculuğun
ardından Safranbolu’ya varış ve Yörük Köyü’ne geçiş,Yörük Köyü’nde
Dipsiz Göl, Mencilis Mağarası, Çamaşırhane ve Sipahiler Konağını ziyaret.
Öğle yemeği ve alışveriş için serbest zaman.
Öğleden sonra UNESCO’nun "Dünya Mirası Listesi"nde yer alan Safranbolu
ziyareti: Hıdırlık Tepesi, Kaymakamlar Evi, Köprülü Mehmet Paşa Camisi,
Ulu Cami, Yemeniciler Arastası, Manifaturacılar Çarşısı, Semerciler,
Demirciler Çarşısı, Eski Hükümet Konağı ve Bartın Evleri görülerek
Amasra’ya yolculuk.
Amasra’ya varısta Romalılardan kalma -Kuskaya- yol anıtı ve Fatih Sultan
Mehmet’in Amasra’yı ilk gordugu yer olan, lalasi Aksemseddin’e "Lala,
lala Cesm-i Cihan bura mı ola ?" dedigi – Bakacak Tepe-yi’ gördükten
sonra Amasrada otele yerleşme.
Akşam yemeği ve geceleme otelimizde.
i
Otelde alınacak sabah kahvaltısının ardından Amasra’da Büyük ve Küçük
Limanlar, Amasra Kalesi, Bedesten, ahşap hediyelik eşyaların yapıldığı
Çekiciler Çarşısını ziyaret. Öğle yemeği, sahilde yürüyüş ve alışveriş
için serbest zaman.
Saat 17.00’de İnkum’dan hareket ederek dönüste bastonları ile ünlü
Devrek üzerinden bastoncuları da görerek Ankara’ya dönüş.
Ankara’da bir başka Transanatolie Tour seçeneğinde buluşmak üzere
ayrılıyoruz.
i
•
Fiyatlar (transanatolie.com) i
•
Bir gece yarım pansiyon konaklama (akşam yemeği-sabah kahvaltısı)
•
Konforlu turizm otobüsü ile ukaşım
•
Profesyonel Turist Rehber hizmetleri
•
Seyahat sigortası
• Otobüs
içi ikramlar.
i
Fiyata dahil olmayanlar
• Öğle
yemekleri.
•
Oteldeki içecekler ve kişisel harcamalar.
•
İsteğe bağlı Şoför ve Rehber zarfları.
• KDV.
i
Safranbolu eşrafından Cinci Hoca olarak bilinen Karabaşzade Hüseyin
Efendi tarafından 1645 yılında yaptırılmıştır. O dönemde İpekyolu
güzergahında bulunmaktadır. Mimarının kim olduğu kesin olarak
bilinmemekle birlikte, dönemin baş mimarlarından Mimar Kasım tarafından
yapıldığı sanılmaktadır. İnşaatı ile ilgili projeye rastlanmayan Hanın,
devşirme olarak yetişen ustaların tecrübesi ve el becerileriyle
yapıldığı sanılmaktadır.
Yapı malzemesi olarak moloz ve kesme taş, birleşimlerinde ise Horasan
harcı kullanılan Cinci Hanı, kubbelerinde 28x28x3 santimetre ölçülerinde
tuğla kullanılarak inşa edilmiş iki katlı bir yapıdır. Tamamen insan
gücüne dayalı yapılan Han, Osmanlı mimarisinin en gelişmiş örneklerinden
biri olarak kabul edilmektedir.
i
1904 yılında yaptırılmış, iki katlı görkemli bir taş binadır.1976
yılında yanmıştır. Kültür Bakanlığınca Kültür Merkezi ve Müze olarak
kullanılmak üzere restoresi başlatılmıştır. Bulunduğu yer Safranbolu’da
"Kale" olarak bilinmektedir.
i
Türklerin Safranbolu’ya geldikleri vakit konuşlandığı yerdir ve açık
namazgah şeklindedir.Yağmur duası ile hıdırellez kutlamaları burada
yapılır. Üzerinde Köstendi Kaymakamı Hasan Paşa’nın Türbesi (1845), iki
namazgah, Hızır (Hıdır) Paşa’nın makamı /mezarı ile Kurtuluş Savaşı
kahramanlarından Dr. Ali Yaver Ataman’ın (1955) anıt mezarı
bulunmaktadır. Tepeye iki noktadan giriş ve çıkış vardır.
i
İzzet Mehmet Paşa Camisi altından geçen Akçasu deresinin iki yakasına
kurulan çarşı sıcak ve soğuk demircilik el sanatlarının üretildiği
yaşayan tek Lonca çarşısıdır. Bakırcı ve kalaycı esnaf da bu çarşı
içersinde çalışmaktadır.Köprülü Mehmet Paşa Camisine bitişik 48 ahşap
dükkandan oluşan ve "yemeni" denilen ayakkabının yapıldığı eski Lonca
Çarşısıdır. Restore edilen çarşı turistik amaçlı kullanılmaktadır.
Çarşıdaki Ahmet Demirezen Yemenicilik Müzesi hafta sonlarında geziye
açıktır.
i
Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından yaptırılan eser, ilçe merkezine
7,5 km uzaklıktadır.
İncekaya Köyü’ndeki su kemeri 116 metre uzunluğunda,6 kemerli görkemli
bir yapıdır.
Su kaynağından İlçeye su getirilmesine yarayan kemer110-220 cm
genişliktedir. Altındaki Tokatlı Deresi de kanyon gezisi
için ideal bir parkurdur. Restore edilen İncekaya Su Kemeri’nin alt
tarafına çeşitli etkinlikler için sahne ve oturma yerleri yapılmıştır.
i
Padişah III. Selim’in Safranbolu’lu Sadrazamı İzzet Mehmet Paşa
tarafından 1797 yılında yaptırılmıştır. Kare planlıdır, saat
zembereksizdir. Yapı restore edilmiş olup, cuma, cumartesi, pazar
günleri geziye açıktır.
i
Safranbolu’ya 11 km uzaklıktaki bu "Müze Köy"e Safranbolu-Araç karayolu
üzerinden gidilmektedir Gerçek bir Türkmen Köyü oluşu ve tarihi
yapılarının görkemi nedeniyle koruma altına alınmıştır. Safranbolu’nun
küçük bir maketidir. 93 eserin tescilli olduğu köyün camileri,
çamaşırhanesi ve gezilen konakları Safranbolu turizmine önemli bir
hareket getirmektedir.
i
Avludaki bu saat basit tip yatay güneş saatleri sınıfına girer. Sabah
06.40 akşam 17.20 arasındaki zamanı metal plakanın gölgesine göre
gösterir.19.yy ortalarında yapıldığı sanılmaktadır geçmiş zaman
tanığıdır.
i
Tarihi çarşının girişinde, çok köşeli ve kiremit örtülü kubbesi ile
dikkate çeker.Yapım tarihi 1779’dur.
i
İlçenin turizmini çeşitlendiren doğal güzelliklerdir. Ulu yayla ilçe
merkezine 50 km, Sarıçiçek Yaylası 8 km’dir. Öte yandan Kirkille
Çamlığı, Gürleyik Orman İçi Dinlenme Alanı İlçenin önemli piknik
yerlerindendir.
Tokatlı, Düzce, Sırçalı ve Sakaralan Kanyonları Safranbolu’ya 13 km
uzaklıktaki Düzce Köyü’nin biri girişinde, diğeri Kozcağız
Mahallesi’ndeki kanyonlar foto safari ve yaban hayatı koruma alanı
olarak düzenlenmiş, bakir bir turizm seçeneğidir.
i
Çarşının Akçasu Mahallesi Kaçak semtindedir. Akçasu Deresi üzerinde
kemerler kurularak yapılmıştır. Caminin yapım yılı 1880’dir.
i
Çarşının alt ucunda Akçasu ve Gümüş deresinin birleştiği alandaki eski
tabakhane bugün sadece ismiyle mevcuttur.Tabakhane mescidi ile yıkık
durumdaki tabakhane binası, korunmuş bir iki atölye tabakhanenin son
tanıklarındandır.
i
Rumlardan kalan ve 1872 yılında yapılmış eski kilisedir. Çevresindeki
Skalion binası (Rum Mektebi) (1863) ile Papazı Konağı ilginç bir külliye
oluşturur.
i
Safranbolu’da bulunan Mencilis (Bulak) mağarası ile Hızar Mağarası Dünya
Mağaracılık literatürüne girmiş ve yabancı mağara uzmanlarının sıklıkla
ziyaret ettikleri jeolojik oluşumlardır.
i
Bulak (Mencilis) Mağarası, Karabük’e bağlı Bulak Köyü’nün Safranbolu ile
sınır teşkil ettiği mağara tabir edilen yerindedir. İlçe merkezine
(Çarşı’dan 8,5), Bağlar Değirmenbaşı’ndan 5 km uzaklıktadır. Mağaranın
iki girişi bulunmaktadır. İlk giriş, su çıkışının olduğu bir ağızdan
yapılmaktadır. Ancak 30 m sonra bu çıkış bir sifonla sonlanmaktadır.
İkinci giriş ise aktif çıkış ağzının arkasında yer alan tepenin solunda
fosil bir ağızdan yapılmaktadır. Mencilis Mağarası’nın toplam uzunluğu
2.725 m’dir. Mağarada 3, 5, 11 ve 15 m’lik dört iniş yer almaktadır
Mağaranın 350 metrelik kısmı ışıklandırılarak turizme açılmıştır.
i
İlçenin Danaköy hudutları içersindedir. Bağlar Değirmenbaşı semtine
uzaklığı 5 km.’dir. Mağara yatay gelişmiş ve fosildir. Büyük bir ağızdan
girilen mağara bir ana galeri ve iki yan pasajdan oluşmaktadır. Bu
mağaraların dışında Uluyayla’da henüz yeterince keşfedilmemiş büyük bir
mağara girişi ile ormanın iç kesimlerinde derin çukurluk biçiminde
ilginç jeolojik oluşumlar mevcuttur.
i
Harmancık Köyünde bulunan Ağzı Kara Mağarası’da sarkıt, dikit ve diğer
jeolojik oluşumlar bakımından farklı bir güzellik ve zenginlik içermekte
olup henüz turizme açılmamıştır.
i
Düzce Köyü Kanyonu, Tokatlı-Gümüş Deresi Boyu, Bağlar Sülükgölü, Bulak
Deresi, Karadirlik, Çarşı Aşağı Tabakhane, Dereköy Değirmeni, Çarşı
Yukarı Tabakhane-Akpınar Sokak Çarşı Dere Sokağı-Akçasu Kaçak Camisi
Uzunkır, Bağlar Çamlıca Bulak Mağarası, Çarşı Dışkale Altı,
İbanoz-Gümüş-Misaki Milli-Kanlıkaya, Çarşı Topçu Köprüsü-Akseki.
i
Konarı Gölü (Dipsiz Göl) Konarı, Taşköprü-Su Değirmeni İskalion binası
(Rum Mektebi), Rum Hamamı (Kıranköy), TTOK Havuzlu Asmazlar Konağı,
Bağlar Emirhocazade Ahmetbeyler Evi, Bağlar Kavaklar Kahvesi,Yazıköy
Hamamı, Yazıköy Eski Kilise, Yazıköy Papazın Konağı Üçbölük Köyü Kültür
Merkezi, Yörük Köyü, Yörük Çamaşırhane. (Kastamonu Valiliği kaynakları).
i
Ünlü coğrafyacı Strabon'a göre Amasra’yı Sesamos'u İskitler'in bir kolu
olan Amazonlar kurmuşlar ve kent Amazonlar Kraliçesi Amasra-Sesamos’u
almıştı. İlk dönem kaynaklarında Sesamos'un ne anlama geldiğine
rastlanmaz. Amasralılar bu adın her bahar Boztepe yamaçlarını örten
yabani susam çiçeklerinden doğmuş olabileceğini anlatırlar. Kent 300 yıl
kadar Fenike egemenliğinde kalmıştır. Sesamos o devirlerde, canlı bir
pazar yeri ve işlek bir iskeleydi. MÖ 9. yüzyılda Fenike Karadeniz
kolonilerini terk edince kent İyonlar'ın egemenliğine girdi. Bugünkü
Amasra'yı İskender'in baldızı İranlı Kraliçe Amastris kurdu. Başından
bir kaç evlilik geçen Amastris, son kocası Denys tembellik hastalığına
tutulup, şişmanlıktan kımıldayamaz hale gelince yönetime el koydu.
Sesamos'a çekilip buranın imarını başlıca amaç edindi. Amastris'in
ölümünden sonra kent Pontus yönetimine geçti. Bu dönem Amasra'nın refah
çağı olmuştur. Pontus'un Roma'ya yenilmesinden sonra Sesamos (Amastris
veya Amasra), Marmaralı korsanlar tarafından yağma edildi. Daha sonra
Romalılar kapsamlı bir imara giriştiler. Roma egemenliği 500 yıl kadar
sürdü. Kent Roma'dan sonra Bizans yönetimine geçti. Ekim 1460 tarihinde
Fatih kenti Osmanlı topraklarına kattı
(Necdet Sakaoğlu'nun 'Çeşm-i Cihan Amasra' adlı kitabından)
i
Bartın da koruma altındaki ev sayısı 260 civarındadır. Bu evlere Kültür
Bakanlığı Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulundan izin
almadan hiçbir fiziksel müdahale yapılamamaktadır. Tescilli evlerin
önemli bir kısmı çok iyi korunmuş ve halen içinde oturulmaktadır. Evler
genellikle bahçelerin ortasında yapılmıştır. Evlerin etrafı ağaç
kapaklarından ya-pılmış yöre ağzıyla ''daraba'' denilen bahçe çitleriyle
çevrilidir.Halk bahçeden çeşitli şekillerde yararlanır. Her bahçede bir
su kuyusu bulunur. Bu kuyular taştan yapılmış olup bazılarında kitabe
vardır. Bahçelerdeki yürüme alanları kayrak taşlarıyla kaplanmıştır.
i
Bartın Çayı üzerinde 1891’de İsmail Kamil Bey tarafından yaptırılmıştır.
Beş sağlam ayak üzerine basar. Birinci ve ikinci ayaklar batı
tarafındadır ve aralarında yol geçer. Üçünce ve dördüncü ayaklar suyun
içinde, beşinci ayak ise Orduyeri Mahallesi tarafındadır. Köprünün boyu
98, genişliği 7.3 m’dir.
i
1982 yılından ben bugünkü tarihi binasında hizmet vermektedir. Antik bir
yerleşim merkezi olan Amasra ve çevresinde sık sık taşınabilir eski
eserlerin ortaya çıkması, bu ada müze kurulması fikrini oluşturmuş, 1955
yılından itibaren derlenen arkeolojik ve etnografik eserler Belediye
binasında küçük bir salonda sergilenmeye başlanmıştır.
i
Küçük bir yarımadanın üzerindeki kale Bizanslılar tarafından
yaptırılmıştır. Bizans Dönemine ait olan Amasra Kalesi, özelikle Ceneviz
Dönemlerinde değişikliklere uğramış ve 14-15 yy.larda Ceneviz ve Osmanlı
Dönemlerinde de ciddi onarımlar görmüştür. Yıkık durumdaki kale, her
kenarı 500-600 m uzunlukta olan bir dikdörtgen biçimindedir. Dört kat
halinde yükselir. 15-20 m yüksekliğindeki 24 burç ve kulesi büyük kesme
taştan yaptırılmıştır. Kalede kraliçe Amastris’in sarayı, su kemeri ve
freskli iki küçük kilise kalıntısı vardır.
i
Bartın-Amasra yolu üzerindeki Askersuyu mevkiinin 100 m güneyindedir.
Burası bir kayanın oyulmasıyla oluşturulmuştur. M.S. I. Yüzyılda Roma
imparatorlarından Tiberius zamanında Gaius Iulius Aguilla tarafından
yaptırılan anıt, kemerli bir niş içinde yer alan 180 cm boyunda bir
insanla yanındaki yarım sütun üzerinde duran bir kartal kabartması
biçimindedir. Yanda kitabe görülür.
i
9. Yüzyılda Amasra kalesi içinde yapılmış eski bir Bizans kilisesidir.
Amasra2nın Fatih Sultan Mehmet tarafından fethi sırasonda camiye
çevrilmiştir. Dönemin tüm yapı özelliklerini taşıyan yapının Nartheks
(ilk cemaat) bölümü ve Ambon (lapsis) çıkıntısı sonradan mekana
katılmıştır. 19x11 metre boyutlarında olan cami 1887 yılında büyük bir
onarımdan geçirilmiştir.
i
1319 yılında Bartın'daki Rum Cemaati tarafından yaptırılmıştır. 1936
yılından itibaren bir süre Elektrik Santrali olarak kullanılan bu tarihi
yapı, 1994 yılında restore edilmiş olup, KüItür Evi olarak hizmete
açılmıştır.
i
Bartın'a 32 Km. uzaklıkta ve Amasra ilçesi, Karakaçak köyünün Kuyupınar
mahallesindedir. Mağaraya ulaşmak için; mahalleden güney yönünde bazen
orman içi, bazen patika yollarla yaklaşık 3 Km yürümek gerekir. Üçgen
biçimli ve 3-4 metrelik oda çevresinde toplanan 15 odadan oluşur.
Birbirleriyle bağlantılı odalardan birinden üst kattaki odalara
geçilebildiği gibi, bir diğerinden ancak bir kişinin sığabileceği
büyüklükteki dehlizden de yeryüzüne çıkmak mümkündür.
i
Ulus - Kumluca bucağı KızılIar Köyü'nün Umar tepesi mevkisindedir. Umar
tepesini 10 metre genişliğinde ikiye bölen Aksu çayı, üç aşamalı olarak
35 metrelik bir yükseklikten aşağıya düşmektedir.Umar tepesindeki
kayalarda bulunan izlerin Hz. AIi'nin atının ayak izleri olduğu
söylenir. Burada, kurak geçen yaz aylarında yağmur duasına çıkılır. Bu
özellikleri Umar tepesini ve Aksu Çayı ŞelaIesini çekici kılmaktadır.
i
Dereköy Madensuyu: Bartın ilimizin şifalı su kaynakları yok denecek
kadar azdır. En önemlisi olan "Dereköy Madensuyu"dur. Bağırsak ,
safrakesesi ve bağırsak rahatsızlıklarında faydalıdır.
i
"PARTHENIA"dan Bartın'a dönüşen adın kaynağı "PARTHENIOS"dur. Bartın
ırmağının antik çağdaki adı olan Parthenios; Yunan mitolojisinde,
OKENAUS'un çocuklarından birisi ve "Sular Tanrısı"dır. "Sular ilahı veya
Muhteşem akan su" anlamlarına gelir. Bir başka anlamı da "Genç Bakire
veya Genç Kızlar için koro türküleri"... "Genç Bakire" ise, tanrıça
Athena'nın bir sıfatı...Antik çağda Parthenios adı verilen Bartın
ırmağının kenarında kurulan Bartın kentinin PARTHENIA adıyla anıldığı ve
zamanla Bartın'a dönüştüğü yazılı kaynaklardan anlaşılmaktadır.
Ünlü ozan HOMEROS, İLYADA destanında; Truva kentini korumak için
Anadolu'dan gelen cengaverlere Parthenios Irmağı'nın suladığı ülkeden de
yiğitlerin katıldığını anlatır. Amasyalı Strabon da bir eserinde yine
Parthenios'tan söz eder.
M.Ö. 70 yılında Anadolu'ya giren Romalılar, Pontus Krallığının
egemenliğine son vererek yöreye sahip oldular. Roma Döneminde, Bitinya
ve Pontus'un Paflagonya'daki bölümü Bitinya -Pontus Eyaleti olarak
Satraplıkla yönetilmeye başlandı. Amasra da bu Eyaletin Pontus bölümü
başkenti oldu. M.S. 395 yılına kadar Roma İmparatorluğu'nun, Roma-Bizans
bölünmesi üzerine de Bizans'ın payına düşen Bartın ve çevresi uzun
yıllar Bizans'ın hakimiyetinde kaldı. Bartın ve çevresi M.Ö. 390
yıllarında Hazar Hükümdarı Sahip Han komutasındaki Peçenek ve
Kumanların, M.S. 798 yıllarında Abdülmelik komutasındaki Müslüman
Arapların, 800 yıllarında Selçukluların ve 865 yıllarında da Rusların
yoğun akınlarına hedef oldu.
Türklerin yöreye ilgisi 1084 yıllarında başladı. Kutalmışoğlu Süleyman
Beyin Komutanlarından Emir Karatigin 1084 yılında Sinop, Çankırı,
Kastamonu ve Zonguldak'ı alarak yörede Bartın, Ulus, Eflani, Safranbolu
ve Devrek'i de kapsayan bir Türk Emirliği kurdu. Ancak, 1086 yılında
Süleyman Beyin ölümü ve 1096 yılında başlayan 1. Haçlı Seferleri,
Kuzeybatı Anadolu'ya yerleşen Türkler açısından ciddi sıkıntılar
yarattı. Haçlı müttefiklerle Bizans arasında yapılan anlaşma sonrasında
başta Amasra, Sinop ve Ereğli olmak üzere İstanbul'dan Samsun'a kadar
tüm Karadeniz sahili yeniden Bizans'ın hakimiyetine girdi. Kastamonu,
Sinop ve Bolu tarihleri ile birlikte incelenen Bartın tarihinin IV.
Haçlı Seferleri ile 1460 yılları arasındaki dönemine bakıldığında
Amasra, M.Ö. 70 - M.S. 1261 tarihleri arasında Roma ve Bizans'ın daha
sonra Bizans hakimiyetinde Ceneviz Kolonisi olarak kalırken
Kurucaşile'nin bazen Amasra bazen de Bartın ile aynı kaderi paylaştığı,
Bartın ve Ulus'un ise Anadolu'da yoğunlaşan nüfus kavgaları nedeniyle
sık sık el ve sınır değiştiren imparatorluklar ve Beylikler dönemini
yaşadıkları görülür.
1261 yılında, Bizans İmparatoru M. Paleologosun karşılaştığı güçlükleri
göğüslemek için Cenovalılardan istediği yardıma karşılık Galata'da bir
ticaret üssü kurmalarına izin verilmesi ve 1261 yılında yapılan
Nymphaion Anlaşması'yla da Karadeniz'deki birkaç limanla birlikte
Amasra'nın da kullanımını Cenovalılara bırakması Amasra'nın kaderini
değiştirmiş, Amasra gittikçe gelişen bir Ceneviz Kolonisi olmuştu.
Cenovalılar, çevre yönetimlerle kurdukları dostluklar sayesinde uzun
süre bu statülerini koruyup 1460 yılına kadar 200 yıl Amasra'ya hakim
oldular. Bartın ve çevresi ise Bizans'tan sonra 11. yy sonlarında
Anadolu Selçuklularının eline geçti. 200 yıllık Selçuklu Döneminden
sonra 1326'da Kastamonu yöresine hakim olan Çandaroğulları Beyliği ve
1392'den itibaren de Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde yer aldı.
1460 yılına gelindiğinde, Bartın ve çevresi; Osmanlı İmparatorluğu
sınırları içinde, Amasra ise Ceneviz Kolonisi idi. Anadolu'da Türk
birliğini sağlamak Cenevizlilerin elinde bulunan Karadeniz ticaretini ve
denizyolunu ülkesine kazandırmak amacıyla Kuzey Anadolu Seferine
hazırlanan Fatih Sultan Mehmet Han, ilk hedef olarak Amasra, Kastamonu
ve Sinop'u seçti. 1460 yılında, Fatih Sultan Mehmet Üsküdar'dan avlanmak
bahanesiyle yola çıkarken, Mahmut Paşa komutasındaki Osmanlı Donanması
da denizden hareket etti. Fatih Bolu'ya geldiğinde Kastamonu ve Sinop
yörelerine hakim olan ve Çandaroğulları Beyliği'nin devamı sayılan
İsfendiyaroğulları'nın Beyi İsmail Bey, padişaha kıymetli hediyeler
göndererek bağlılığını bildirdi. Yoluna devam eden Fatih Ekim ayında
Bartın'a gelip ordugahını bugünkü Orduyeri'ne kurdu. Donanmayla
haberleşmeyi sağlayan haberciler, Donanmanın Amasra açıklarında
göründüğünü bildirdiklerinde, Amasra üzerine yürüyen Fatih, Ceneviz
Senyoru'ndan kan dökülmeden Amasra'yı teslim aldı. Kastamonu, Sinop ve
Amasra'yı bir daha el değiştirmemek üzere Osmanlı topraklarına katan
büyük hükümdar Fatih Kuzey Anadolu Seferini zaferle bitirerek emeline
ulaştı. Bartın, Osmanlı Döneminin 1460 - 1692 yılları arasında Anadolu
Beylerbeyliğine bağlı Bolu Sancaği sınırları içinde yer aldı. Bolu
Sancağının kaldırılmasıyla 1692 - 1811 yılları arasında Voyvodalikla
yönetilen Bartın, 1811 yılında da Kastamonu Vilayetine bağlı olarak
yeniden kurulan Bolu Sancağı'na bağlandı. Bu dönemde ticari
potansiyeliyle bölgenin pazar yeri olan ve On iki Divan adını alan
Bartın, 1867 yılında ilçe oldu. 1876 yılında da Belediye Teşkilatı'
kuruldu.
Bartın, 1920 yılında Mutasarrıflık ve 1924 yılında da il olan
Zonguldak'a bağlanmış, 07 Eylül 1991 tarihinde de 28.08.1991 tarih ve
3760 sayılı yasayla il statüsüne kavuşmuştur.Bartın İli'ne bağlı
ilçelerden Osmanlı Döneminde ilçe iken Cumhuriyetle birlikte bucak
statüsüne dönüştürülen Amasra; 1987 yılında yeniden il olmuştur.
Bartın'ın halen Merkez, Amasra, Ulus ve Kurucaşile olmak üzere 4 ilçesi,
Arıt, Kozcağız, Kumluca ve Abdipaşa beldeleriyle birlikte 268 köyü
vardır.
i
Tüm yasal haklar Transanatolie Tur’a aittir, seyahat acenta hakkı
saklıdır.
TransAnatolie Tour: Bir Baştan Bir Başa
Anadolu Kültür İnanç ve Sağlık Gezileri Sağlayıcısı ve Operatorü:
info@transanatolie.com
i
TransAnatolie, kültür programları
ve turları ile ülkemiz Türkiye’yi size ve Dünya'ya farkli
pencerelerden değişik açılarda sunuyor.
TransAantolie ile Çatalhöyüklü ilk Ana Tanrıça'nın kültürü ile
tanışıyorsunuz, Hititler'in ilk başkentleri Aksaray’ın Acemhöyük’ü,
Çorum’un Hattuşaş’ı sizi Hitit türküleri ile karşılıyor.
Truva’da Paris’in sevgilisi Güzel Helena'nın öyküsünü dinliyor, at
kişnemeleri arasında Melih Cevdet Anday’ın “Truva Önünde Atlar”
şiiri, size hem Homeros’un İlyada ve Odisesin'deki Hektor, Aşil ve
Agamemnon’u, hem de “Gelibolu'da, İnönü'de vatanın kötü talihini
yenen” Mehmetcikleri düşündürüyor.
Mustafa Kemal Atatürk Çanakkale’de kalmış askerlerin annelerini
engin insan sevgisi ile “Ey çocuklarını bu ülke topraklarında
bırakan anneler, onlar için üzülmeyiniz, onlar bu topraklar için
çarpışırken bu toprağın çocukları oldular, şimdi, Türk kardeşleriyle
birlikte yan yana uyuyorlar” diyerek kıtalararası yakınlaşmayı
sağlıyor, Anzaklar’a Çanakkale'yi kendi ülkelerinden daha çok
sevdiriyor.
TransAnatolie Avrupa’nın kultur mirascisi olmakla övündüğü eski
Yunan uygarlığının en önemli kentlerini, Anadolu’nun bir parçası
olarak; demokrasi perisi Aspasia’yı, Milet’li Thales’i, Efes’li
Heraklit’i, Piriene’li Hipodamüs’ü de Anadolu'nun çocukları olarak
size tanıtıyor.
Doğulular, batılılar, kuzeyliler, güneyliler, kimsesizler,
ayricaliklilar Mevlana’nın, Hacı Bektaş Veliler’in, Pir Sultan
Abdalllar’ın, Yunus Emreler’in, Aşık Veyseller’in hoş görüsünü
soluyor; dinler, kültürler, Hiristiyanlık, Yahudilik köklerini
Anadolu'da Türkiye’de buluyor, Müslümanlık Anadolu’da kök salıyor.
TransAnatolie bu izleri sürüyor. Süleymaniye Mimar Sinan'la
yükseliyor; İbn-i Sina Tıp'da, İbn-i Batuta Astronomi'de, Ahmed Arif
Arf, Ratip Berker, Matematik'de, Erdal İnönü Fizik'de yeni buluşlar
getiriyor. Bizim Kanuni Fransızlar'ın Muhteşem Süleyman’ı oluyor,
İspanya Yahudileri mutluluğu Fatih’in İstanbulun'da buluyor. Bu
izleri süren TransAnatolie Tour ile Tahsin Özgüç’ün, Ekrem
Akurgal’ın kültür dünyasını keşfediyor, Mahmut Makal’ın "Bizim
Köy'unü" okuyor, Bülent Ecevit'in “Pülümür'lü Kadının Gizini"
hissediyorsunuz.
Mazlum ulusların umut kaynağı olan Mustafa Kemal Atatürk,
hurafelerden arınmış açtığı bilimsel aydınlanma yolunda, çağdaş
uygarlığın ölçütleri ile doğu gizemini de kapsayan Türkiye’yi,
Acemhöyük’lü yorgunluk tanımaz Memedler'in omuzunda Dünya Kültür
Merkezliğine yükseltiyor.
TransAnatolie Tour ile seyahat Marco Polo’nun, Evliya Çelebi’nin
İpek Yolu Kervansaraylarındaki tılsımlı, doyumlu yolculuklarını
yaşatıyor. Timur’un fillerini, Cengiz Han’ın yüksek yaylalarını
düşlüyorsunuz. Orient Express size batıdan doğuya Bizans’ı yaşatıyor.
TransAnatolie Tour ile doğayı tanıyor, onu dinliyor, Acemhöyük’de
ata biniyor, Kapadokya’yı balonla keşfediyor, Kalecik’de üzüm
topluyor, Tekir ve Kangal’ı seviyor, Angora’dan Taşpınar halılarını
dokuyor, termal sağlık turizm merkezlerinde dinleniyor, Ağrı
Dağı’nın zirvesine çıkıyorsunuz.
i
i
- TransAnatolie Tour
- Kültür Tur
Sağlayıcısı ve Operatorü-Kültür ve Turizm Bakanlığı 4938 No'lu Grup A Lisans
|