Görev Paylaşımı: İktidarda
AKP, Muhalefette Büyük Sermaye mi?
ABD ve ABnin, yeni Türkiye modelinde,
dinci iktidara karşı, sermayeci muhalefet var.
-Dinci iktidar, ılımlı (ve uyumlu) İslam hükümeti olarak, Batının
iktisadi ve siyasi taleplerini karşılayacak.
- Buna karşılık özde de Batıcı kimi büyük sermaye çevreleri, dinci
iktidara karşı muhalefet oyununu oynayacak. Türkiyenin modern, hatta
biraz da Atatürkçü öbür yüzü olarak oligarşideki dengeyi sağlayacaklar.
İş çevrelerinin tamamı değilse bile, bazı büyük sermaye çevreleri 11
Eylül 2001′den sonra Türkiyede bu Amerikan projesini kabul ederek,
dinci Amerikancılarla birlikte, oynamaya başladılar.
Bugün AKP iktidarına karşı göstermelik muhalefeti, bu kimi büyük
sermaye çevreleri başarıyla yürütüyorlar.
- Ortada AKP iktidarına karşı, antiemperyalist, ulusalcı ve halkçı
bir muhalefet yok.
- Bütün meseleyi, göstermelik ve biçimsel laiklik üzerine oturtan
muhalefet odakları ve "Amerikancı milliyetçiliğe yatkın sağ çevreler
var.
- AKPyi sadece dinciliği ile suçlayan, ama dinciliğin altyapısını
hazırlayan esas konulara hiç girmeyen bir muhalefetle karşı karşıyayız.
İşbirliği alanları hangileri?
AKP iktidarı ile muhalefeti oynayan kimi büyük sermaye çevreleri
arasındaki ortak noktalar ne?
- Dinciler de kimi büyük sermaye çevreleri de Washington, Brüksel ve
Batı kapitalizmine bağlı durumdalar. Oligarşi içindeki, iktidar ve
muhalefet paylaşımlarını, ABD ve AB sayesinde yürütüyorlar.
- Dinci iktidar ve muhalefeti oynayan kimi büyük sermaye çevreleri,
BOPun destekçisi ve bir parçası olmuşlar. Arkalarında Amerika ve
Avrupanın bulunması, bunu zorunlu kılıyor, elIeri mahkûm. Batının
Kürdistan, Ermenistan, patrikhane projelerine esnek bakmak zorundalar.
Iraka, İrana ve Türkiyeye onların gözü ile yaklaşmak durumundalar.
- Dinci iktidar da kimi büyük sermaye çevrelerinin oluşturduğu
göstermelik muhalefet de Türkiyenin IMF ve ABye tek yanlı bağlanmasına
destek veriyorlar.
Türkiyenin, IMFnin ve ABnin güdümünde tutulması gerekiyor. Böylelikle
oligarşi içindeki yerlerini koruyorlar.
Dinciler de bazı büyük sermaye çevreleri de hep birlikte, Aman
istikrarı bozacak bir şey olmasın diyorlar. Onlar için istikrar
oligarşinin aksamadan sürmesi demektir.
- AKPde bazı büyük sermaye çevreleri de sosyal devlete karşılar.
Devletin içinin boşaltılarak her şeyin başıboş bir biçimde piyasaya
devredilmesini ısrarla uyguluyorlar.
Avrupaya benziyoruz gerekçesi ile bunu yapıyorlar. Oysa Almanyada,
Fransada, Belçikada böyle şeyler yapılmıyor, doğru söylemiyorlar.
- Atatürk devrimlerine ve halkçılığa her ikisi de karşı çıkıyor. Biri
külliyen reddediyor ; diğeri ise Atatürkçülüğü biçimsel yönleri ile
kabulleniyor. Sonuçta, ikisi de aynı kapıya çıkar. Batı kapitalizminin
Atatürk devrimlerine bakışında birleştiklerini söylersek yanlış olmaz.
Gelelim farklı yanlarına
İktidardaki dincilerle muhalefeti oynayan kimi büyük sermaye
çevrelerinin ayrıldıkları noktalar da var kuşkusuz.
Dinciliğin simgelerinde ve ambalajında ayrıldıklarını görüyoruz.
Sokakları çarşaflı, türbanlı, takkeli, sarıklı insanların doldurması
sermayeci muhalefetin karşı çıktığı şeyler.
İçiyle değil, daha çok dışıyla ilgililer. Ne yapıyorsanız yapın ama
ambalajınızı düzeltin diyorlar. Zaten, Şerif Mardin in biçimsel
ağırlıklı olarak mahalle baskısından yakınırken Betül Mardinin
Köşkte Abdullah Gülün halkla ilişkilerine başarıyla hizmet sunması,
Batılı, Batıcı, dinci gibi kavramların ortak ve ayrı yönlerinin hangi
koşullarda birleşip ayrıldığını da ortaya koymaktadır.
Başlı başına bu örnek bile, Bugün Türkiyenin yaşamakta olduğu
sorunların ve çelişkilerin kaynağının nerelere kadar uzandığını
gösteriyor.
Çelişkiler yumağı
Yetenek, beceri, Batılılık, siyaset,
bürokrasi, bilim, din, tarikat ve piyasa kavramlarının inanılmaz biçimde
bütünleşip bir çelişkiler yumağı oluşturduğu bir süreçten geçiyoruz.
Sonuçlardan yakınanlar da sonuçları yaratanlar da iç içe geçmişler, aynı
insanlar
Sorun sömürgecilerle işbirliği yapan bir azınlığın, sisteme egemen
olmasıdır. Bu kısırdöngüyü yıkmak zorundayız
Öyle ya da böyle
Erol Manisalı
|