Atatürk, eğer bugün
yaşıyor olsaydı NATOya asker, ABye uşak, ABDye yeşil kuşak
olmayı savunur muydu?
Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, 10 Kasım
Atatürkü Anma günü mesajında büyük ölülere matem gerekmez, fikirlerine sadakat
gerekir diyor.
Ne güzel!
Mustafa Kemal Atatürkün bu güzel sözüne olduğu kadar, fikirlerine de sadık
mıyız peki?
Örneğin tam bağımsızlık konusunda Atatürkün söylediklerini benimsiyor muyuz
hâlâ?
Ne diyordu Atatürk?
Sayın Genelkurmay Başkanı gibi, Yaşamakta olduğumuz küreselleşme çağında,
küreselleşmeye toptan karşı çıkarak, ülkeleri küreselleşmenin dışında tutmaya
çalışmak gerçekçi bir yaklaşım değildir mi diyordu?
Yoksa
- Efendiler! İstiklâlimizi emin bulundurulabilmek için bizi mahvetmek
isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı mücadeleyi
caiz gören bir mesleği takip eden insanlarız mı diyordu?
- Ya istiklâl, ya ölüm diyordu,
- Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir
diyordu Atatürk
Emperyalizmi, küreselleşme etiketiyle gözlerden saklamaya
çalışıp, küreselleşme çağında, küreselleşmeye toptan karşı çıkmak olmaz diye
milleti uyutmaya çalışmıyordu!
İşte bu nedenle bir önceki Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt gibi ABDnin
taktığı Üstün Hizmet Nişanını değil, Türk milletinin taktığı İstiklâl
Madalyasını taşıyordu göğsünde
Esas olan istiklal-i tam, yani tam bağımsızlık idi Atatürk için
Karşılıklı
bağımlılık ya da stratejik ortaklık masalları okumuyordu!
İstiklâl-i tam diyordu Atatürk, bittabi siyasi, mâli, adli, askeri, harsî ve
ilâ
her hususta istiklâl-i tam ve serbesti tam demektir. Herhangi birinde
istiklâlden mahrumiyet, millet ve memleketin, manayı hakikisiyle bütün
istiklâlinden mahrumiyetidir.
Bunları söyleyen Atatürk, eğer bugün yaşıyor olsaydı NATOya asker, ABye uşak,
ABDye yeşil kuşak olmayı savunur muydu?
Bağımsızlıktan mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak
mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık olamaz diyen Mustafa Kemal, bugün NATO
üyeliğini içine sindiren, askerinin kafasına çuval geçirilmesini hazmedebilen,
emperyalist ABD ile stratejik ortaklığı savunan, ABye tam üyeliği hedefleyen
ve IMF-Dünya Bankası önünde hazır ola geçenleri nasıl tanımlardı acaba?
Türk gençliğine
birinci vazifen Türk istiklâlini ve Türk cumhuriyetini
ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir şeklinde seslenen Atatürk, Cumhuriyeti
bağımsızlıktan yoksun bir hale düşürenleri, fikirlerine sadakat gösteren kişiler
olarak kabul eder miydi?
Örneğin 21. yüzyılın ilişkileri ağında tam bağımsızlık kavramı üzerine düşünmek
zorundayız
Ulusların egemenlik haklarının belirli bir alanını, kendi arzusu ve
kendi iradesiyle, o kuruluşun karar mekanizmalarında yer alması kaydıyla ve o
kuruluştan kendi arzusuyla çekilebilmesi mümkün olduğu sürece, uluslararası bir
kuruluşa devretmesi acaba tam bağımsızlığı zedeler mi? Sanırım bu soruyu
tartışmalı ve bir uzlaşmaya varmalıyız. diyen Genelkurmay Başkanına, Atatürk
ne derdi acaba ?
Biz Cumhuriyeti tartışarak ve uzlaşarak mı kurduk? diye sorardı herhalde!
Ya da işgalci ABD askerleri tarafından Irakta yaklaşık 150 bin kadına tecavüz
ve işkence edilirken, Bugün üzerinde yoğunlukla tartışılan Genişletilmiş
Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesinin ana hedeflerinden birinin de, kadınların
eğitim düzeyinin yükseltilmesi olduğu dikkate alındığında, Atatürkün konuya 80
yıl kadar önce vurgu yapması çarpıcı değil mi? diyerek ABDnin emperyalist
amaçlarını, kendi adını kullanarak aklamaya çalışan Org. Başbuğu nasıl
yanıtlardı acaba Atatürk ?
Genelkurmay Başkanı, 10 Kasım Atatürkü Anma günü mesajında, Atatürkün büyük
ölülere matem gerekmez, fikirlerine sadakat gerekir. sözünü vurguluyor. Ben de
Atatürkün başka bir sözünü hatırlatayım:
Milletin bağımsızlığı ihlâl edilirse, bunun vebali subaylara ait olacaktır.
Atatürke gerçek sadakat, ancak Onun karakterimdir şeklinde tanımladığı tam
bağımsızlığa (istiklal-i tam) inanç ve bağlılıkla mümkündür!
S. Ant
|