27 Mayıs'ın Anlamı
27 Mayıs 1960 ihtilali, tartışmasız
bir devrimdir. İhtilal, toplum yapısında biriken çelişkilerin bir
gün patlayışı sonucunda ortaya çıkan ve bir grubun yönetime el
koymasıyla, devletin siyasal ve sosyal yapısında oluşan ani ve
şiddetli değişikliklerdir. Devrim, özünde toplumsal gelişmenin önünü
açan bir güç taşır ve bir toplumdaki siyasal ve ekonomik
kazanımların toplumun geniş kesimleri yararına hızla değişmesidir.
1961 Anayasası'yla getirilen yeni ve çağdaş kurumlarla, sosyal hukuk
devletiyle, özgür seçimlere gidilmesiyle ve bütün bunların on yedi
ay gibi çok kısa bir zaman içinde başarılmasıyla, 27 Mayıs
tartışmasız bir devrim niteliğini kazanmıştır. Her insanın 27
Mayıs'ı anlaması zordur. 27 Mayıs'ı anlamak için, dünyada
emperyalizme karşı ilk kez kazanılan Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı,
Atatürk ilke ve devrimlerini, tam bağımsızlığı ve ulusallığı
özümsemek gerekir. Bunları özümsemeden, 27 Mayıs'ı anlamak
olanaksızdır.
Amacı "Atatürk Devrimleri'ni yeniden yaşama geçirmek ve demokrasiyi
tekrar sağlamak" olan 27 Mayıs 1960 Devrimi, getirdiği dinamizm
sayesinde ülkenin kısa sürede ilerlemesini sağlamıştır. 1961
Anayasası'nın getirdiği özgürlük ortamı içindeki oluşumlar,
toplumun siyasal, ekinsel, düşünsel ve ekonomik açıdan gelişmesinin
önünü açmıştır.
1961 Anayasası, sadece bizde değil, dünyada da en özgürlükçü
anayasalardan biri olarak tarihte yerini almıştır. Bu çağdaş anayasa
ile başta "Sosyal Hukuk Devleti" ilkesi olmak üzere yargının
bağımsızlığı, hâkim güvencesi sağlanmıştı. Emeğin kutsal değeri ön
plana çıkarılarak toplu sözleşme ve grev hakkı getirilmişti.
Toplumun her kesimine örgütlenme özgürlüğü ile üniversiteye ve
TRT'ye özerklik gibi değerler kazandırılmıştı.
Anayasa Mahkemesi, Cumhuriyet Senatosu kurularak yasama görevi daha
çok demokratikleştirilmişti. Devlet Planlama Teşkilatı, sağlık
hizmetlerinin sosyalleştirilmesi, Türk Standartları Enstitüsü, Kredi
ve Yurtlar Kurumu, Devlet Personel Dairesi, Basın İlan Kurumu gibi
yeni kuruluşlarla sosyal ve ekonomik yaşam yeniden oluşturularak
toplumsal kalkınma hızlandırılmıştı.
Türkiye'nin her konuda önünü açan 27 Mayıs Devrimi, ortaçağ
karanlığına doğru yol aldığımız bugünlerde, oluşumuyla siyasilerin
belleklerinde bulunmalı ve gereken derslerin çıkartılmasına katkı
sağlamalıdır. Yoksa 27 Mayıs Devrimi'ni karalayarak, hem kendileri
için hem de ülkemiz için kötü ve karanlık sonuçlara ulaşılabileceği
göz önünde tutulmalıdır. Tarihte ışıltılı yerini alan 27 Mayıs
Devrimi'ni karalamaya emperyalist uşakların ve işbirlikçilerinin
güçleri yetmez..
Bugün ülke topraklarının, ulusal servetlerin, stratejik kamu
kuruluşlarının satılmasına sessiz kalanlarla Vakıflar Yasası, Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası'na destek olanlarla,
ülkeyi ABD ve AB emperyalizminin kucağına oturtanlarla ilgili suç
duyurusunda bulunamayan zavallı işbirlikçiler, sayın başsavcı
üzerinden 27 Mayıs Devrimi'ne saldırmaktadırlar.
27 Mayıs'ın aydınlığını karalamak istemektedirler.
Ancak halkın büyük coşkusuyla karşılanan 27 Mayıs 1960 Devrimi,
Türkiye'nin siyasi tarihinde hak ettiği yeri almış, yaşayan
kurumlarıyla pırıl pırıl aydınlık bir sayfa oluşturmuştur.
S. Karaman
|