Oy 'Hizmete'
Verilir!
Yerel seçimler siyasal niceliği
açısından genel seçimlerle aynı anlayışta yapılsa da nitelik
zemininde genel seçimlerden ayrılır. Genel seçimler bir parti
etrafında şekillenen genel görüşlerin, iktidara taşınması ve
yürütme organlarının bu görüş ışığında aksiyon kazanmasının
demokratik bir usulü iken, lider merkezli bir teveccühün etkili
olduğu bir kanaat iken yerel seçimlerde durum aynı paralelde
olmayabilir.Yani yerel seçimler farklı ölçülerde
değerlendirilmelerin yapılabileceği demokratik bir usul olarak
karşımıza çıkmaktadır. Yerel seçimlerde parti taassubu yada
lider aşkı kırılgan bir özeliğe sahiptir.Türk siyasi tarihine
bir göz attığımızda her ne kadar iktidarı elinde bulunduran
partiler yerel seçimlerinde galibi olmuş olsa da bu genel geçer
bir durum olmamıştır.Yani iktidarın adayı olmasa da halkın
benimsediği, hizmetlerini bildiği yada hizmet edebileceğine
kanaat getirdiği kişilerde seçimlerden çoğu kez zaferle
çıkabilmişlerdir. Böyle bir tablo genelde partiye değil, hizmete
talip bir topluluğun bulunduğu yerlerde tezahür etmiştir. Hatt-ı
zatında hizmet, kendini hizmetkar görenlerce getirilmiştir.
Hizmet edebilmekte ölçü iktidarın değil, halkın adayı olmaktır.
Çünkü halk hizmet edilecek kitle ise,yerel yöneticilerde hizmet
etmekle görevlisi ise o zaman şu denklem gözden kaçırılmamalıdır.
Halkını iyi tanımak+Halkça sevilmek+Halka hizmet edecek
kabiliyette olmak=Hizmet...
Yerel seçimlerde seçmenlerin bu denklem şemsiyesi altında bir
yönetici belirlemesi ancak hizmeti getirebilir. İş yapacak
parti tabelası değil,kişi ve kadrolardır.Yani meselelere
derinlemesine muttali olanlar ancak başarı kuşağında bir zafer
elde edebilirler.Yerel yöneticiler için mesele ise halkı
tanımak,sıkıntıları iyi bilmek ve acil çözüm noktasında plan ve
proje geliştirmek olmalıdır.Marka olmuş, güçlü bir hastanede
doktor olmak başka bir şeydir, başarılı ameliyatlar yapabilmek
başka bir şeydir.Malumunuz taşrada halkın Lokman Hekimi olmuş
doktorlarımız olmakla beraber lüks hastanelerde yanlış bir
uygulama ile hasta ölümüne sebep olan doktorlarımızda
vardır.Demek ki ölçü nerde bulunduğu değil ne yaptığıdır.
Bu anlamda Mart seçimleri Aksaray gibi iktidar partisinin zafer
kazandığı yerle de çok iyi değerlendirilmelidir.Aksarayli
evvela şuna karar vermelidir. AKP belediyesi mi yoksa hizmet
edecek bir belediye mi?Başka bir ifade ile heba olacak yeniden
bir beş yıl mı? Yoksa hizmete kanacak bir beş yıl mı?
Hizmet beklentisi, 3 yılı geçkin bir zamanda şehrin harabeye
dönmesine aldırmadan bir otoparka kavuşmak olmayan,partiyi din
haline getirmeyip, partiden ziyade Aksarayi önemseyen insanların
bu seçimde çok iyi düşünmesi gerekmektedir. Değişim adına
hiçbir proje ortaya koyamayan anlayış ve kadroların bu seçimde
de tekrardan iş başına gelmesi Aksarayin can çekişen bedeninin
ölmesi anlamına gelmektedir.
Bir şehri sevmek,olmayan bir hizmet için Hizmete devam
demek yada bunu diyenlerin yanında olmak değil, hizmet edecek
kadrolara şans vermekle ancak mümkün olabilir. Taassubiyet
ve hataları görmemezlik bir şehre ancak felaket getirir.Hizmete
ve hizmetkara talip olmak ise bir şehre felah getirir.
Aksaray kuru saplantıların peşinden gidilerek heba edilen bir
şehir olmamalıdır. İş yapamayanlara değil iş yapacaklara değer
verilmelidir..
Aksaray Sevdalısı (Haberaksaray.net)
Yerel seçimler
ve bölgecilik olgusu
Çağımızın en önemli
hastalıklarından biri koyu bir bölgecilik anlayisidir..
İlimizde yüzlerce hemşehri derneği var. Mahallesinden köyüne,
kasabasından ilçesine kadar...
Koyu bölgecilik anlayisi ile, hemşehriciliği bir birine
karıştırmamak gerekir. Türkiyenin farklı illerinden gelen
insanların bir araya gelip, sosyal ve ekonomik dayanışma içinde
olmaları, gelenek ve göreneklerini yaşatmaları gayet doğaldır.
Bu bizim kültürel zenginliğimizdir.
Fakat, kendilerinden olmayanları dışlamak, onlara hayat hakkı tanımamak
son derece tehlikeli bir yaklaşımdır.
Örneğin, yaklaşan yerel seçimlerle birlikte, Aksaray'da bazı gruplarin
koyu bir bölgecilik yaptıklarına şahit oluyoruz.
Oy deposu olarak gördükleri insanları kendilerine çekebilmek
için, manav ve muhacir edebiyatı yapıyorlar.
Ne diyorlar ilimize ilcemize bizden başkan lazım.
Peki.. Sizden olabilmek icin ne gibi şartlar gerekir?
Sizin dogdugunuz yerde doğmak lazım? Ya da babamızın, dedemizin
ayni sehirde mi yaşaması gerekir?
Mesela 50 yıldır Aksaray'da yaşayacaksın, havasını soluyacaksın,
ekmeğini yiyeceksin, suyunu içeceksin, ama birileri seni aksarayli
olarak görmeyecek.
Olacak iş mi bu..!
Beyler..! Bu kente hizmet etmiş, çilesini çekmiş, acısını tatmış,
iyi günde, kötü günde Aksarayli ile birlikte olmuş herkes
Aksaraylidir.
Aksini düşünenler, insanlar arasında kavgayı, düşmanlığı
körükler. Günahtır, yazıktır..
Gelin siyasi rant uğruna, bölgecilik yapmayalım.
Nereli olursa olsun, ben Aksarayliyim diyebilen herkesi
kucaklayalım.
Ne demiş Mevlana:
Haydi şu benlikten kurtul, herkesle anlaş, herkesle hoş
geçin.. Sen kendine kaldıkça, bir zerresin.. Fakat, herkesle
birleştin, kaynaştın mı, bir ummansın, bir madensin!
Sevgiyle kaliniz.
Aksaray Sevdalısı (Haberaksaray.net)
|