Benim Ülkemmiş!
Neden senin ülken? Benim düşmanım! derken
yapılması gereken her şeyi yapıyorsun, sonra da çıkıp, Benim ülkem! diyorsun!
Ülkeyi parselleyip satan sen değil misin? Benim işim satmak, para getirecek ne
varsa parayı verene satarım! diyen sen değil misin? Limanları, emperyalizmin
zehir ve silah yüklü çelik canavarlarına açan sen değil misin? Ormanları
siyanürle dağlayanları davet eden sen değil misin? Yağmacıların önünde el pençe
duran sen değil misin? En azılı tekellere ülkeyi peşkeş çeken sen değil misin?
Benim ülkemmiş!
Evine Amerikalı coniyi buyur ediyor musun? Evinin odalarına, Batılı tekelllerin
sanayi artığını yığıyor musun? Eşinin, kızının türbanıyla yağmacının terini
siliyor musun? Oğlunun gemisine, gelininin kuyumcusuna bomba atıyor musun?
Torununun suyunu zehirliyor musun? Babanın cebindeki parayı çalıyor musun? Ananı
kovalıyor musun? Kızını sokakta polise tekmeletiyor musun? Yapmazsın, çünkü
onlar senin. Yapsan da beni ilgilendirmez!
Benim ülkem! dediğin yerde, senin dilinde konuşayım: biraz duracaksın, yoksa
adamı hoplatırlar! En başta da, iki sözün biri, klasik ve tipik bir Nazi üslubu
olan komünizme küfürle ağzına doladığın o komünistler var ya, işte onlar
hoplatır! Çünkü, parsel parsel sattığın, gaspına, satışına aracılık yaptığın
malın sahibi, herkesten önce gerçek yurtsever ve gerçek anti-faşist olan
komünistlerdir. Sahiplerinden olduğum yer üstünde konuşuyorsun! Aklını başına
alacaksın!
Neden senin ülkenmiş? Efelendin de, 2B yi çıkarıp ormanlarımızı yağmalama
pususuna yatanların karşısına mı dikildin? Ardıçları kesenleri Kaz Dağlarından
mı kovaladın? İşsizliği mi bitirdin? Yoksulluğu mu dindirdin? Hırsızın, arsızın,
sahtecinin dokunulmazlığını mı kaldırdın? Körpecik beyinlere çağdaş eğitim mi
sağladın? Ne yaptın da senin ülken? Softayı, yobazı koruduğun için mi?
Cezaevlerini gencecik insanlarla doldurduğun için mi? Cinayet mahallinin mülkü
amirlerini daha yüksek mevkilere getirdiğin için mi? Nehirlere kadar ülkeyi
yağmaya açtığın için mi?
Kravatına sümkürüyor musun? Evinin mutfağını dışkınla sıvıyor musun? Burnunu
karıştırıp, eşinin yemeğine ufalıyor musun? Ailenin özel eşyalarını kapının
önünde, satılık diye sergiliyor musun? Bacadan evine giren hırsıza, Buyur
şunu da al! diyor musun? Onlar senin, yapsan da, başkasına zarar vermedikçe,
istediğini yap! Umurumda olmaz! Ama çocuğunu, eşini, evindeki kediyi tekmelemen,
bahçendeki ceviz ağacını kesmen bile beni ilgilendirir. Zarar verdiğin yerde,
anlayacağın dilde konuşurum! Unutma: evrakı toplayıp gitme restinde
antrenmanlı olman da işe yaramayacak!
Benim ülkem! diyene bak! Neresi için diyor? Bahreyn için mi, Katar için mi,
tarikat şeyhi Fettullahın barınağı ABD için mi? Buyruğunda olduğu yerler için
mi, kuyruğunda olduğu yerler için mi, uyruğunda olduğu yer için mi? Diğerleri
beni ilgilendirmez, ama, Benim! diye sahiplendiğin yer Anadolu ise, Van minüt!
duracaksın! Sormamız gereken şeyler var!
O Anadoludan gurbete düşmüş binlerce, onbinlerce insanı, din örtüsü altında,
Bul karayı al parayı! misali söğüşlemiş, ve bu iş, o ülkelerde mahkeme
kararıyla kanıtlanmış islami derin devlet mafyasının yakasına mı yapıştın? 1
Mayısta emekçilere, aydınlara, gencecik insanlara kan ve zulüm yaşatan polis
şeflerinden hesap mı sordun? Narenciyesi dalında, fındığı dibinde helâk olmuş
çiftçiye omuzdaş mı oldun? Kürt sorununa, yeri ğöğü bombalatmanın dışında çözüm
mü buldun? Ülkede çirit atan CIA ajanlarını mı toplatıp kovaladın? Topraksız
köylüye toprak mı dağıttın? Emeğinin hesabını soran işçinin direnişine saygı mı
duydun? Ne yaptın da senin ülken?
Puccininin La Bohemê operasında, şair, kış soğuğunda, gösterişli giysiler
içindeki seçkin zümre kadınlarına ezik bir duyguyla bakan, yoksul, çıplak
sevgilisine, Üzülme, sen hepsinden güzelsin, unutma ki melekler de çıplaktı!
der. Ülkeni bu duyguyla mı sevdin de, senin ülken olsun? Nâzımın, Akdenize
bir kısrak başı gibi uzanmış bu memleket bizim duygusuyla mı kalbinde taşıdın
da, senin ülken olsun? Karacaoğlan gibi, genç kızlarının perçemlerine,
zülüflerine gün ışığı vursun istedinde mi, bu ülke senin? Hadi ordan!
Şili ne kadar Pinochenin, İtalya ne kadar Mussolininin, Küba ne kadar
Batistanın ülkesiydiyse Türkiye de o kadar Kenan Evrenin ülkesiydi! O kadar da
senin!
İnsanın, Benim! dediği şey, ülkesiyse eğer, canından daha değerlidir;
arkasında canıyla durur! Dalı incinecek olsa, panter kesilir! Açlığını, acısını
kendi sarınır, sevincini şölenini ona bırakır! Fidele, Neyin var? diye
sorduklarında, Ülkem, Küba! diyor... Ve dünya alem biliyor ki, Küba onundur, o
Kübanın! Benim ülkem duygusu böyle yaşanır! Dindaşlık zırıltısı yurttaşlık
telinde akort tutmaz. Benim ülkem duygusu senin teline göre değil! Din örtüsü
altında, Bas parayı al burayı! türü siyaset yapanın, komünisti öcü gibi
görmesi doğal! Hani, Allah için, küfür sana yakışmıyor da diyemem; ama,
yurtseverlik taslama, o sırıtır!
Kusura bakma Başbakan, senin o Benim ülkem! sözün de, Davostaki efeliğin
kadar kurmaca!
Nihat Behram
|