İşsizlik
Sosyal (toplumsal-toplumcu) demokrasi
(yurttaş-halk yönetimi) son tahlilde, imtiyazları, fırsatları, kültür ve eğitimi,
istihdamı, sağlık hizmetlerini, sosyal güvenliği, zenginlikleri ve mutluluğu en geniş
kitlelere yaymanın ve ulaştırmanın iddiasıdır; sürekli bir adalet arayışıdır.
Sosyal (toplumsal) adaletin sağlanması, öncelikle sosyal (toplumsal) demokrasinin işidir.
Bu bağlamda, istihdam, eğitim ve sağlık hizmetlerinde fırsat eşitliğini, herkese sosyal
güvenliği, gelir dağılımında adaleti, sahipsizlere sahip çıkılmasını hedef alan,
etkin, verimli, duyarlı bir sosyal devlet yapısı gerçekleştirilecektir.
Genel İlkeler,
Politikalar ve
Hedefler
Önce Emek
Türkiye'de emeğin büyük kısmı, toplumun en
fazla sömürülen, demokratik hakları en fazla engellenen kesimidir.
Cumhuriyet Halk Partisi, öncelikle emeğin tarafı, emeğin kitle
partisidir. CHPde emekçilerin talepleri öncelik taşımaktadır.
Sosyal demokrasinin ve sol bir parti olarak CHP'nin tercihi, toplumun
tümüne esenlik getirmek, büyük kitlelerin, geniş tanımıyla emek
kesimlerinin yararını savunmaktır; öncelikle onların temsilcisi
olabilmektir.
Teknolojinin gelişimi ve yeni toplumsal ayrışma ölçütlerinin oluşumu,
çağımızda emeğe yeni bir boyut getirmiştir. Çalışanlar, klasik
tanımındaki kol ve kafa emekçilerinin yanı sıra, sanatçılardan iş
yöneticilerine, serbest meslek sahiplerinden doğrudan üretici çiftçilere,
zanaatkâr ve esnafa kadar geniş bir kesimi kapsamaktadır.
Emek, el ve düşün emeği ayrımı gözetilmeksizin, niteliğine ve
üretkenliğine göre, toplum ve insanlık için yararlılığına göre,
güçlülüğüne veya tehlikelerine göre, maddi ve manevi karşılığını
almalıdır. Emeğin bu ölçütlere göre bulacağı karşılık toplumda denge ve
eşitlik sağlanmasına katkı getirmelidir.
Sosyal demokrasi, emek ile sermaye arasında taraflardan birini karşısına
alarak ona haksızlık yapan, adaletsiz davranan bir karşıtlığın ifadesi
değildir; kendi işlevini toplumun sadece bir kesitini gözetmekle sınırlı
tutan bir siyaset değildir. Sosyal demokrasi ve CHP, temel tercih olarak,
açık ve net olarak, sermaye yönlü sağ partilerden farklı olarak, emeğin
tarafıdır.
Sendikal Haklar
Sendikal özgürlükler ve onlara güç veren
örgütlenme özgürlüğü, çağdaş demokrasilerin vazgeçilemezlerindendir. Bu,
CHPnin de vazgeçemeyeceği temel bir taleptir.
CHP, demokrasinin korunması ve geliştirilmesinin, insanca yaşama ve
çalışma koşullarının sağlanmasının ve insan kişiliğinin özgürce
geliştirilmesinin önkoşulunun, örgütlü toplumun yaratılması olduğunu
kabul etmekte, özellikle ücretli çalışanların özgür sendikalarda
örgütlenmesini teşvik etmektedir.
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı, Türkiyede sanayi toplumuna dönüşüm
aşamalarında, emekçilere sendika özgürlüğünü ve toplu sözleşme haklarını
tanımakla, emeğe ve emeğin örgütlenmesine verdiği önemi sergilemiştir.
Çağdaş sendikal haklar gerçek anlamını ancak grevli toplu sözleşme
hakkıyla bulur. CHP, tüm çalışanların sendikal örgütlenme hakkının
devletçe güvence altına alınmasından yanadır. Grev hakkının kullanımını
önleyen, geciktiren ve etkisizleştiren tüm zorlayıcı, bağlayıcı
düzenlemeler ile grev hakkının özünü zedeleyen tüm grev yasaklarının
kaldırılmasını savunmaktadır. Grev, sadece toplu iş sözleşmesi sürecinde
bir araç olarak görülmemeli, "hak grevi" serbest bırakılmalıdır
CHP, çalışanların çağdaş sendikal hakları önündeki, ILO standartlarına
uymayan bürokratik ve yasal her türlü engeli kaldıracaktır.
Güçlü sendikacılık doğrudan işçinin iradesi ile oluşturulacak, sendikal
örgütlenme özgürlüğü ilkesi düzenlenirken işçinin demokratik katılımının
en yüksek ve etkin düzeyde olmasını sağlayıcı kurallar getirilecektir.
Kamu çalışanlarının sendikalaşma ve grevli toplu iş sözleşmesi yapma
hakları "ILO 151 sayılı sözleşme" esaslarına göre yeniden
düzenlenecektir.
Çalışanlara sendikal örgütlenme hakkı tanınırken, sendikaların,
faaliyetlerini özgürce yürütebilmeleri için mali, yönetsel ve siyasal
açıdan devlet, hükümet, siyasal partiler ve diğer kurumlara bağlılığı
engelleyecek, örgüt içi demokrasiyi işler kılacak önlemler alınacaktır.
İşsizlik
Cumhuriyet Halk Partisi, işsizlik sorununu
aşmayı, herkese çalışma hakkını sağlamayı toplumsal barışın ve eşitlikçi
refah toplumu anlayışının temel koşulu olarak görmektedir.
CHP, gelir getirici bir iş sahibi olmayı tüm vatandaşların temel hakkı
olarak kabul eder. CHP iktidarında devlet, çalışmanın, insanın kendisini
geliştirmesinin bir aracı olmasını sağlamak için gerekli önlemleri
alacaktır.
CHP, çalışma sürelerini kısaltarak, aşamalı olarak AB ülkeleri düzeyine
indirecektir. Devlet, herkese çalışma hakkının sağlanması ve bu hakkın
korunmasında birinci derecede sorumludur. Çalışma hakkının kaybı
durumunda, ekonomik ve sosyal kayıpları giderme işlevini bizzat
üstlenecektir.
CHP, çalışırken işsiz kalan kişilerin işsizlik sigortasından
yararlanmalarını çalışma hakkını güçlendirici bir sosyal politika olarak
kabul etmektedir. CHP yönetiminde, çalışanların isteği ve iradesi
dışında, kendi kusuru olmaksızın işsiz kalması durumunda, mevcut
işsizlik sigortası uygulaması genişletilecektir.
2000ler Türkiyesinde rekor düzeylere tırmanan işsizlik, yaygınlaşan
yoksulluk, toplumsal bunalıma dönüşmüştür. Ekonomideki büyüme halka
yansımamakta, yoksullaşma ve eşitsizlikler artmakta, gelir dağılımı
uçurumu daha da derinleşmektedir.
Ekonomide istikrarlı büyüme, işsizlik sorununa çözüm üretme,
yoksullaşmanın önünü alma, İMFnin işi değildir. Bu, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümetinin görevidir. Ancak 2000 sonrasının hükümetleri ve bugünkü AKP
hükümeti bu görevi adeta İMFye devretmiştir.
Türkiyede işsizlik oranı 1999 yılında yüzde 7.7den 2002 ve 2003te
yüzde 10.5e yükselmiştir. Ekonomik büyümenin ortalama yüzde 6ya
ulaştığı 2002-2003 döneminde işsizliğin artıyor olması özellikle kaygı
vericidir. CHP, istihdam yaratan bir ekonomik büyüme politikasının
uygulayıcısı olacaktır.
Sorunun kalıcı olarak aşılabilmesi için üretim ekonomisine geçilmesi,
ekonomide hızlı ve istikrarlı büyümeyi sağlayacak yatırım ve teknolojik
yapılanma ortamının yaratılması, ulusal kaynakların verimli ve etkin
olarak değerlendirilmesi, özel istihdam programlarının harekete
geçirilmesi gerekir. O zaman ülkede refah ve zenginlik artar, işsizlik
giderek ortadan kalkar.
İstihdam
Çalışmak her insanın vazgeçilmez hakkıdır.
Ancak bu, insanların kötü ve sağlıksız koşullarda, günlük yaşamlarının
çok büyük bir bölümünü işyeri koşullarında geçirmesi anlamına
gelmemelidir.
Çalışma hakkı, sağlıklı iş koşulları ve çalışma barışının sağlanmasıyla
birlikte düşünülmelidir. Çalışma barışının sürekliliğini kolaylaştırıcı
ve özendirici önlemler almakla yükümlü olan devlet, keyfi işten
çıkarmalarda da caydırıcı sorumluluk üstlenmelidir. CHP, iş güvencesi
önündeki tüm yasal engellerin kaldırılarak bu çağdaş hakkın ülkemiz
işçilerine de sağlanmasını hedeflemektedir.
İş olanaklarının sınırlı, iş arayanların sayısının çok olması kader
değildir. Bu durum varolan toplumsal ve ekonomik koşulların sonucudur.
İşsizliği hızla azaltmak, yeni istihdam alanları yaratmak CHPnin en
acil hedefidir. Her yıl bir milyon kişiye yeni iş yaratmak en öncelikli,
en acil hedefimizdir. Ülkede yeni istihdam ve iş olanağı sağlayacak
piyasa ortamının yaratılması devletin temel görevidir.
Ekonomide sağlayacağımız istikrarlı ve hızlı büyümeyle, yatırım
ikliminin iyileştirilmesiyle, özel istihdam programlarıyla her yıl
ortalama bir milyon yeni istihdam olanağı yaratılacaktır. Ek istihdam
yaratan işletmeler desteklenecektir. İşsizlik sorununun tahribatını kısa
vadede kontrol altına alabilmek için, merkezi ve yerel kamu yönetimleri
öncülüğünde geçici istihdam projeleri uygulamaya koyulacaktır.
Ücretli çalışanların farklı statülerde istihdamı yoluyla hak ve
özgürlüklerinde ayrımcılık yapılması uygulamasına son verilecek, "eşit
değerde işe eşit ücret" ilkesi yaşama geçirilecektir; iş değerlendirmesi
ve benzeri bilimsel yöntemlerle çalışma hayatında daha rasyonel
düzenlemelere gidilecektir.
CHP, kadınların çalışma hayatına katılmalarını teşvik edecek, kadınların
ve erkeklerin aile sorumluluklarını paylaşmalarını ve kolaylaştırıcı
çağdaş çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılmasını sağlayacaktır.
CHP, 18 yaşından sonra sokağa terk edilen kimsesiz "yurtlu gençlerin"
barınma ve istihdam sorunlarının çözümüne öncelik verecektir.
Asgari Ücret
Emekçilerin insanca yaşamları için gerekli
ücret düzeyine kavuşmaları CHPnin öncelikli hedefleri arasındadır.
Asgari ücret, kişi değil aile geçimi esas alınarak saptanacaktır; insan
onuruna ve sağlıklı yaşama elverişli ölçüde olması gözetilecektir.
Net asgari ücret düzeyi Türkiye'deki yaşam standartları bakımından düşük
kalmaya devam etmektedir. Dört kişilik bir ailenin asgari mutfak
masrafını karşılayabilmek için gerekli olan gelir düzeyinin bile henüz
çok altındadır. Kaldı ki, DİE'nin asgari ücret için bugün (2004 başı
için) belirlediği düzeyin 397 milyon TL olduğu dikkate alınırsa, Ocak
2004de yürürlüğe giren 303 milyon TL net asgari ücretin henüz olması
gereken noktanın çok uzağında olduğu anlaşılır.
CHP, asgari ücretin netini 4 kişilik ailenin mutfak harcamaları düzeyine
yükseltecektir. CHP, asgari ücreti giderek vergi yükünden arındıracak,
SSK prim oranının uygulandığı taban aylığının asgari ücret düzeyinin
üzerinde oluşmasına izin vermeyecek, böylece hem asgari ücretin işverene
olan yükünü azaltacak, hem de asgari ücretlinin eline daha yüksek bir
net ücret geçmesini sağlayacaktır.
Asgari Ücretin Satınalma
GücüAsgari ücret artışlarını
enflasyonla kıyaslarken, geçmiş yılın enflasyonuna endekslenmesi
doğrudur. Hatta daha doğru olan, yıl başı-yıl sonu (TÜFE) enflasyon
değerinin (2003 için yüzde 18,4'ün) değil, yaşanan enflasyonu gösteren
12 aylık TÜFE ortalamasının (2003 için yüzde 25,3) alınmasıdır. Buna
geçmiş yıl kaybının eklenmesi de gerekir. Asgari ücrette 2000 ve 2001
yıllarında sırasıyla yüzde -14.4 ve yüzde -14.1'lik reel kayıplar
yaşanmıştır; bu kayıplar 2002-2003 sürecinde giderilebilmiş değildir; bu
nedenle, 2004 yılında 1999 asgari ücret reel seviyesi yakalanabilmiş
değildir.
Asgari ücret sadece gelecek enflasyon tahminlerine endekslenemez; çünkü
asgari ücret, adı üzerinde, en düşük ücrettir. Hatta, Türkiye'deki
uygulamasıyla, asgari geçime dahi yetmeyen bir ücret düzeyidir. Oysa,
gelecek enflasyonu hedef almak demek, asgari ücret düzeyini sürekli
olarak reel erimeye tabi tutmak demektir. Bu nedenle, aşırı-liberallerin
düşünceleri hilafına, asgari ücrette geçmiş enflasyonun hedef alınması
popülizm değil, bir zorunluluktur.
CHP, asgari ücreti insanca yaşamayı mümkün kılan düzeye çıkarmakla
yetinmeyecek, bu düzeyin izleyen dönemlerde reel olarak aşındırılmaması
için de önlem alacaktır.
|