Burak Bey!
Kimin Zaferi:
Zencilerin, ama beyazların zaferi
ÖFKE bilmiyor. Korku
tanımıyor. Güvensizlik, heyecan, göz yaşı ona teğet geçiyor. Ağır
hücumlar, eleştiriler karşısında sükunetini kaybetmiyor.
Kontrolü elinden bırakmayan adam. Obama.
Kırk yıl sonra, Amerika Obama ile sanki ikinci
Kennedy balayını yaşamaya hazırlanıyor. Ona ilişkin aktarılan bütün
anektodlar, onu Kennedy ile karşılaştırıyor. Bir dönemin efsane başkanı
ile. Kennedynin öldürülmesi, efsaneyi daha da derinleştiriyor.
Bush gibi hiç sürprizi olmayan, bıktıran tekrarlarla entelektüel dünyanın
çok uzağında kalan bir başkandan sonra, Amerika şimdi yeni bir efsane arıyor.
Kennedy ile benzerlik, Amerikalıların yeni efsane arayışı ile sınırlı
değil. Bir başka ortak yanları var.
Obama da, Kennedy gibi, silah tüccarlarının ve silah sanayiinin destekçisi.
Onların desteğini almadan, Amerikan başkanı olmak, hemen imkansız.
Amerikan ordusunda asker sayısını yükseltmek, orduya daha çok uçak, daha çok
helikopter almak, bunun bir adım ötesinde, Pakistanda yeni bir cephe
açmak fikri, Obama ile silah tüccarları arasındaki anlaşma. Obama
ile yerleşik düzen arasındaki uyuşmanın yansıması.
Efsane, düzene karşı çıkarak, düzenle uyuşmaktan geçiyor Amerikada.
Missisipi'den Bugüne
Bir başkanın kimliğinde, kendine efsane arayan Amerika, Obamayı seçmekle,
efsaneyi asıl kendisi yaratıyor. Bir zenciyi seçerek.
Yüz yıl boyunca Amerika Missisipi Yanıyor filmini defalarca yaşıyor.
Ülkenin her yerinde. Irk ayrımı, zenci-beyaz kavgası. 1960lı yıllar ırk
ayrımının patladığı dönem.
Zenci lider Martin Luther Kingin öldürülmesi patlamanın zirvesi.
Bugün çok önemli. İnanılmaz gibi duran bir gerçek var.
Kırk yıl önce, her gün yeni cinayetlerle zirveye tırmanmış ırk ayrımı.
Tıkanıyor ve sadece silahlarla, sokak kavgalarına dönüşüyor. Nasıl çözüleceği
bilinmeyen etnik sorun, bugün bir zenciyi başkan seçmek olgunluğuna erişiyor.
Silahlı, sopalı ırk ayrımı yıllarından, Missisipi felaketlerinden, bir
zenciyi başkan seçmek hoş görüsüne uzanan çetrefil bir süreç.
Gelinen nokta, hem beyazların, hem zencilerin zaferi. Zencilerin, ama
beyazların zaferi.
Bizim ders alacağımız, almamız gereken bir sonuç.
Amerika açısından Obamanın seçim kampanyası boyunca, kullandığı
slogana denk düşüyor. Değişim.
Obama Amerikayı değiştirmek isterken, Amerikan toplumu kendisini
değiştiriyor. Obama ile değişimde buluşuyor.
Irakta Uzun Süre
Obama sakin bir liman. Disiplinli. Gerçeğe ulaşmakta telaşlı değil. Geniş bir
pencereden bakmasını biliyor.
Bizi ilgilendiren konularda bizim çıkarlarımızın tersini savunabiliyor.
Ama, bunun için bizim, "eyvah şimdi ne yapacağız" kaygısına kapılmamız
yanlış. Çünkü, Amerikan sistemi, hangi iddia ile koltuğuna oturursa otursun,
başkanlarını ehlileştirmekte usta.
Örnek çok taze. Obama, Iraktan asker çekeceğini söylüyor. Oysa, Amerika
Irak ile bir anlaşma yapmaya hazırlanıyor. Asker sayısı azalacak olsa bile,
Amerikan birliklerinin Irakta çok daha uzun süre kalmalarını öngören bir
anlaşma.
Bu da, bizim Kürt sorununda, Amerikadan bağımsız davranamayacağımızı
tekrarlayan bir işaret.
Obama iddialı. Sadece Amerikayı değiştirmek değil, dünyayı değiştirmek
iddiasında. y
Yalçın Doğan
Kimin Zaferi:
Obama beyazların da zaferidir
Barack Obama, ABD'nin
ilk siyah başkanı oldu
ve tarihe geçti. Beyaz
Saray'da siyah bir
başkan oturacak ve
ABD'yi yönetecek. Martin
Luther King'in, "imkânsız"
denilen rüyası gerçek
oldu. Köle adam artık
başkan.
Beyazların
zaferi
1- Afrika'da hayvan gibi
yakalanıp gemi
ambarlarında birinin
başı diğerinin ayağına
gelecek şekilde
bağlanarak Amerika'ya
getirilen ve köle
yapılan siyah adam için
ABD başkanlığına bir
siyahın seçilmesi
elbette ayrı bir anlam
taşıyor. Bu sadece ABD
tarihi için değil,
insanlık tarihi için de
bir devrimdir.
Obama, siyahların bir
zaferidir kuşkusuz. Ama
sadece siyahların zaferi
değildir. En az onlar
kadar belki onlardan da
fazla "beyaz adam"ın da
zaferidir. Obama'yı
başkan yapan beyazların
oylarıdır. Eğer beyazlar,
ABD'de hâlâ yaşayan
ırkçılığa takılıp
kalsalardı. Obama, ABD
başkanı olamazdı. Sadece
siyahların,
Hispaniklerin,
Latinlerin, Asya
kökenlilerin oyu
Obama'yı başkan yapmaya
yetmezdi. Onu beyaz
oylar başkan yaptı.
Bu sonuç özellikle genç
nesil beyazların
ırkçılığı aştıklarını
gösteriyor. Bu tüm dünya
için önemli bir gelişme.
ABD'nin 2006 resmi
verilerine göre ırk
dağılımı şöyle:
Beyaz yüzde 66.4; Siyah
yüzde 12.8; Kızılderili
ve Alaska yerlileri
yüzde 1; Asya kökenliler
yüzde 4.4; Pasifik
kökenliler yüzde 2;
birden fazla kökene
sahip olanlar yüzde 1.6;
Hispanik ve Latinler
yüzde 14.8
Bu tablo, Obama'nın
neden beyazların da
zaferi olduğunu
gösteriyor.
Ekonomi renkten
önemli
2- Obama'nın
seçilmesinde ABD'deki
ekonomik krizin büyük
payı olduğunu da kabul
etmek gerekir. Beyaz
ABD'liler Obama
tercihleriyle,
ekonominin deri
renginden daha önemli
olduğunu gösterdiler.
Ülke ekonomisini
düzelteceğine
inandıkları adayın siyah
olmasını önemsemediler.
Başkan Bush'un kötü
yönetiminin de Obama'yı
en büyük desteği
sağlayan faktör olduğu
açık. Bu, Cumhuriyetçi
McCain için bir
dezavantaj, Demokrat
Obama için önemli bir
avantajdı.
Yeni nesil
farklı
3- ABD'de yapılan
analizlere göre,
Obama'ya oy veren
beyazların çoğunluğu
gençler ve kadınlar. Bu
da ABD'deki yeni neslin
ırkçı olmadığını, ırkçı
yetiştirilmediğini
gösteriyor. Ayrıca
kadınların eşitlik
duygularının daha
gelişkin olduğunun da
bir göstergesi. O
kadınlar ki, ABD'de
seçme ve seçilme hakkını
erkek siyahlardan 50 yıl
sonra kazanabildiler.
Buna rağmen Obama'yı
Hillary Clinton'a tercih
ettiler. Bu sonuçta
şüphesiz yeni eğitim
anlayışının da payı
büyük.
Obama'nın
sınırları
4- Barack Obama, Beyaz
Saray'a oturduktan sonra
seçim kampanyasında
olduğu kadar özgür
olamayacaktır. Beyaz
Saray, Başkan'ın hareket
sınırlarını
anımsatacaktır. Bu
bakımdan Obama'dan bir
siyah devrim ve ABD'nin
çıkarlarını ve konumunu
altüst edecek çok
radikal değişiklikler
beklememek gerekir.
Siyah başkan, ABD söz
konusu olduğunda beyaz
başkandan çok farklı
olmayacaktır.
Siyahların
durumu
5- Obama'nın başkan
olmasıyla, yüzyıllardır
dışlanan, horlanan
siyahların kendine
güvenleri artacaktır. Bu
gündelik yaşamlarına da
yansıyacaktır. Tabii,
siyah başkanın, yeniden
ırkçılığın
körüklenmesine vesile
edilmemesi gerekir.
Siyahlar mutluluklarını
zafer şarhoşluğuna,
beyaz düşmanlığına
dönüştürmemelidir.
Obama'nın 'değişim'i
6- Obama'nın değişim
sözü seçmenler üzerinde
çok etkili oldu. Şimdi
Obama'nın yaratacağı
değişim beklenecek. Eğer
Obama, ABD'nin rotasını
savaştan barışa
çevirebilirse, gerçek
bir değişim yaratabilir.
Barışa, adalete, insan
haklarına yönelmesi
önemli değişiklikler
yaratır. ABD'yi ve
sistemini ortadan
kaldırmaz ama savaşarak
değil, konuşarak,
öldürerek değil,
anlatarak, anlaşarak
barışa, demokrasiye,
insan haklarına hizmet
edebilir. Atatürk'ün
deyişiyle yurtta barış,
dünyada barış için
çalışabilir. Bu iyi bir
değişim olur.y
Fikret Bila
Farkı Rengi mi?
ABD, yeni Başkanını seçti!
Aslında Obama sadece ABDnin değil, hepimizin
Başkanı
Bizimki BOPun eş başkanı ise ve millet
ABDde hapşırdığında biz burada nezle oluyorsak eğer,
o zaman Obama bizim de Başkanımızdır.
En büyük Başkan, bizim Başkan
İşte yeni Başkanımız Barrack Obama, Chicagoda
yaptığı teşekkür konuşmasında Bu gece
yaptığımız şey, Amerikaya değişimi getirdi
demiş.
Ne çabuk!
Amerikada her seçim döneminde sürekli değişimden
bahsedilir, bir değişim edebiyatıdır, gider! Her
seçilen Başkan da artık değişimin gerçekleştiğini
söyler.
Reagan da, baba Bush da, Clinton da, yavru
Bush da Amerikayı değiştirmişti!
Demek big brother, bugüne kadar yeterince
değişememiş olacak ki, şimdi de Obama değiştirecek
ABDyi!
Hadi hayırlısı!
Aslında bu sefer değişen bir şeyler var.
Başkanın rengi değişti mesela!
Ama bizler için, dünya için ne değişecek?
Amerika Başkanı kararırken, dünya daha mı
aydınlanacak?
Şimdi yeni Başkanın deri rengine gönderme yaparak
konuşmak, kimilerinin tepkisini çekebilir. Bu tavır
ırkçılık olarak görülebilir. Aslında dikkati çekmek
istediğim nokta, tam da budur.
Obamanın renginden başka neyi farklıdır?
ABDnin gerçek egemenlerinin çıkarları, çokuluslu
şirketlerin kârlarına kâr katması, dünyanın bir avuç
asalağın yararına yağmalanması söz konusu olunca,
Başkanın renginin kara ya da ak olması fark
etmiyor.
Aslında Başkan hep yeşildir!
Doların yeşili!
Siyah Obama da, beyaz Mc Cain de her zaman
yeşilden yanadır!
Yeşil dünyaya egemen olduğu sürece, bizlere düşen
de morarmaktır! y
Serdar Ant
|