Türkiye ve Dünya Gerçekleri

TransAnatolie Welcomes You  to Turkey

 

ABD ve TSK


 

 

Home ] Up ] Türkiye Gerçekleri ] Strateji ve Politikalar ] İçerik ] Ara ]

 

 

Gladiocu Cemaat ] ABD ve Türkiye ] [ ABD ve TSK ] ABD ve Terör ]

 

 

Up

Amerika ve TSK’nin Görüş Ayrılıkları

   

ABD’nin Türkiye ve Ortadoğu’ya yönelik politikaları, 2000’li yıllarda daha da netleşmeye başladı. Açık ve örtülü politikaları gerçekleşen uygulamaları göz önüne aldığımızda bunu, kuşkuya meydan vermeyecek bir biçimde görebiliyoruz.

Öte yandan TSK’nin BOP, Kürdistan, mikro milliyetçilik, laiklik, sosyal devlet, dinci oluşumlar, AB süreci, Türkiye’nin bütünlüğüne yönelik politikalar, Atatürkçülük ve Kıbrıs konularındaki görüşleri de biliniyor. TSK; bazen “resmi açıklamalarıyla, bazen yarı resmi beyanlarıyla”, kimi zaman da fiili tutumu ile görüşlerini kamuoyuna ve ilgili kurumlara yansıtmaktadır.

ABD’nin politika, uygulama ve tutumu ile TSK’ninkileri karşılaştırdığımız zaman çok önemli ayrılıkların ortaya çıktığını görüyoruz. Bunların başlıcalarını aşağıda sıralayalım;

1) Ilımlı İslam (siyasal İslam) ve dinci yapılanmalar konusundaki farklar çok büyük.. ABD Türkiye’de,“Ilımlı İslam devletini” resmi politikası haline getirmiştir.

Köktendinci siyasal partiler aracılığı ile Cumhuriyetin çağdaş değerleri yerine,“İslamcı değerleri ve yapılanmayı” tercih ettiğini açık olarak göstermiştir. Bu seçenek, “ABD, İngiltere ve İsrail’in” ortak tutumunu yansıtır.

ABD ve İngiltere’nin “telkinleri ile”, Avrupa Birliği de 2004’ten beri bu çizgiye iyice yakınlaştı.

ABD’nin siyasallaşmış İslam (Ilımlı İslam) modeline,TSK şiddetle karşı çıkmaktadır. NATO içinde, “nesnel ve teknik anlamda Batılılaşmak isteyen TSK”, ABD’nin “öznel olarak İslamcı tercihi karşısında” zorlanmaktadır. (*)

2) TSK, ABD’nin BOP’sine karşıdır. Özellikle 2003-2008 döneminde Bağdat’ta ve Irak’ın kuzeyinde izlenen Amerikan politikalarının,“Türkiye’yi hedef almaya başlaması karşısında”, TSK’de rahatsızlık artmıştır.

BOP’nin esasında, Lozan’ı ve Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef almakta oluşu, bu rahatsızlığı derinleştirmektedir. Washington; Ankara’yı Irak’ın kuzeyindeki ayrılıkçı oluşumu tanımaya ve onu desteklemeye zorluyor. TSK, buna karşı tavır alıyor.

3) ABD PKK’nin siyasallaşmasını ve DTP’nin “kabullenilmesini” istiyor.TSK aynı görüşte değildir.

Çekiç Güç’te değişim

4) Pentagon Çekiç Güç’ün daha kapsamlı hale getirilmesini istiyor. Buna karşılık TSK, Çekiç Güç’ün kabulünün büyük hata olduğunu açık açık söylemeye başladı (Büyükanıt’ın 2003 ve 2007’deki konuşmaları).

5) ABD Ankara’dan NATO çerçevesinde asker istiyor. Afganistan, Lübnan, Baltık ve Afrika’da kullanmak amacıyla yapılan bu taleplere TSK karşı çıkıyor. Lübnan kararı TSK’ye rağmen AKP tarafından Meclis’ten geçirildi.

6) “AB sürecine” karşı TSK’nin duruşu AKP, Brüksel ve Washington’dan farklı.

- Büyükanıt Nisan 2007’de yaptığı konuşmalarda,“AB’nin Türkiye’ye karşı bölücü ve ayrıştırıcı politikalar izlediğini” ifade etti. İlker Başbuğ ise, “AB Türkiye için bir amaç değil sadece bir araçtır” dedi (Eylül, 2008).

7 Mart 2002’de, “AKP’nin iktidar hazırlıkları, ABD tarafından yapılırken” MGK Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç tarihi açıklamasını yaptı: “AB bizi bölecek, dış politikada denge gerekiyor” dedi.

7) ABD İran’a saldırı konusunda, “Ankara’nın kendi yanında olmasını” istiyor. TSK ise buna karşı çıkıyor.

8) Kıbrıs konusunda, TSK’nin ABD planlarına sıcak bakmadığını iyi biliyoruz.

AKP ile dengeleme

TSK üzerinde önemli bir oyun oynanmaktadır.

- Bir yanda ABD, TSK’yi “içerde AKP ile sıkıştırmak istiyor”.

- Dışardan da Talabani, Barzani ve PKK’yi kullanıyor.

- Ayrıca, “AB süreci” ile TSK’yi etkisiz duruma getirmeye çalışıyor.

Kamuoyu yoklamalarına bakıldığında halkın büyük çoğunluğunun TSK’ye destek verdiği görülür.

“Güvenilirlik açısından” TSK en ön sırada bulunuyor. Buna karşılık halkın yüzde 90’ı, ABD’nin Ortadoğu ve Türkiye operasyonlarına karşı.

ABD (ve AB) açısından çözüm “TSK’nin güvenirliğinin ortadan kaldırılmasından geçiyor”. Bölgede, “haritaların değiştirilmesinin ve Amerikancı sivil darbelerin yapılmasının önündeki en büyük engel olarak”, TSK’yi görüyorlar. İşte bu nedenlerle;

- Siyasal İslam TSK’yi hedef almış durumda

- “AB süreci” ile TSK köşeye sıkıştırılıyor

- Talabani, Barzani ve PKK kullanılarak TSK yıpratılıyor.

ABD’nin Türkiye planları ile TSK’nin tutumu arasındaki farklar ülkemizdeki kutuplaşmaları derinleştiriyor. Çünkü bir kesim, Amerikan planlarının savunucusu durumuna gelmiş bulunuyor.
 

Erol Manisalı

 


(*) Erol Manisalı, “Batı’nın Yeni Türkiye Politikası”, Cumhuriyet Kitap, 2008

 

   

TransAnatolie Tour

 
 

 

 

 

 

Home ] Up ] Türkiye Gerçekleri ] Strateji ve Politikalar ] İçerik ] Ara ]

Gladiocu Cemaat ] ABD ve Türkiye ] [ ABD ve TSK ] ABD ve Terör ]