Türkiye ve Dünya Gerçekleri

TransAnatolie Welcomes You  to Turkey

 

Zafer


 

 

Home ] Up ] Türkiye Gerçekleri ] Strateji ve Politikalar ] İçerik ] Ara ]

 

 

Yas ] [ Zafer ] Cumhuriyet ] Y-Türkiye ] Resimler ] Anitkabir ]

 

 

Up
30 Agustos
Savaş

 

30 Ağustos’un Anlaminı Atatürk’ten Öğrenmeliydik!



Mustafa Kemal, 85 yıl önce dış ve iç sömürgeciliği dize getiren 30 Ağustos Zaferini belli ilkelerin kazandığını belirtmiş ve bu ilkelerin özellikle “Ey yükselen yeni kuşak! Gelecek sizindir!, diye seslendiği yeni kuşaklarca tam olarak kavranmasının önemini vurgulamıştı.

60 yıldanberi Türk ulusunca ve özellikle de yeni kuşaklarca gerektiği gibi kavranması ne yazık ki engellenmiş olan bu ilkeleri şu başlıklar altında toplayabiliriz:

- “Türk yurdunu ele geçirip Türk'ü tutsak etmek düşü ardında koşanlara hak ettikleri ceza verilmiştir.„

Bugün ulus ve devletimize aynı düşmanlığı güdenlere benzer ceza vermek istencine sahip olabilmenin özlemi içindeyiz.

- “30 Ağustos yalnız bizim değil, tüm insanlığın tarihine yeni bir yön verecek sonuçlar doğurmuştur. „

Bugün sömürgeci Batı’nın BOP’u, Irak’a vahşi saldırısı, Türk yurdunun bütünlüğünü bozma çabalarına karşılık olmak üzere, uygar insanlığa, Türk Devrimi’nin her ulusa özgürlük, barış, toplumsal adalet getirici niteliklerini sergilemenin özlemi içindeyiz.

- “Ulusun kayıtsız ve koşulsuz egemenliği önündeki engelleri, örneğin saltanat ve halifeliği kaldırmanın, kadın haklarını gerçekleştirmenin, eğitim birliği ilkesi ile laik, demokratik bir toplumun yurttaşlarını yetiştirmenin yolları bu zaferle açılmıştır.„

Bugün Türk ulusunun yaşamında gerçekten kadın – erkek eşitliği, laik devlet ve toplum düzeni yandaşı, saltanat, hilafet, tarikat .. karşıtı anlayışın egemen duruma gelmesinin özlemi içindeyiz.




Atatürk 30 Ağustos'u Nasıl Açıklamıştı?



Bu özlemlerin anlam ve şiddetini kavramak üzere, 30 Ağustos’u Atatürk’ün yorumundan öğrenelim:

'Efendiler, bu pek büyük yenginin türlü etkenlerinin üstünde en önemlisi ve yücesi, Türk ulusunun kayıtsız ve koşulsuz olarak egemenliğini eline almış olmasıdır. Bu olayın tarihimizde ve bütün cihanda ne büyük, ne verimli bir devrim olduğunu açıklamağa gerek görmem. Ulusumuzun uzun yüzyıllardanberi hanlar, hakanlar, sultanlar, halifeler elinde, onların baskı ve ezinci altında ne denli ezildiğini, onların açgözlülüklerini doyurma yolunda ne denli büyük yıkımlara ve yitiklere uğradığını düşünürsek, ulusumuzun egemenliğini eline almış olması olayının tüm yücelik ve önemi gözlerimizin önünde belirir.. .'

'Saraylarının içinde Türk'ten başka ögelere dayanarak, düşmanlarla birleşerek Anadolu'nun, Türklüğün aleyhine yürüyen çürümüş gölge adamların Türk yurdundan kovulması, düşmanların denize dökülmesinden daha kurtarıcı bir devinimdir. Türk ulusunun (yurdunda) tam anlamıyla efendi olarak yaşaması, ancak o gereksiz ve anlamsız olduktan başka, varlıkları yalnızca zarar ve yıkım getiren o makamların ortadan kaldırılmasıyla olanaklı olabilirdi.'

'.. .Efendiler, artık yurt bayındırlık istiyor, zenginlik ve gönenç istiyor. Bilim ve beceri, yüksek uygarlık, özgür düşünce ve özgür düşünüş istiyor.'

'Efendiler, ulusumuzun ereği, ulusumuzun ülküsü, bütün cihanda tam anlamıyla uygar bir toplumsal kurul olmaktır. Bilirsiniz ki dünyada her ulusun varlığı, değeri, özgürlük ve bağımsızlık hakkı, sahip olduğu ve yapacağı uygar yapıtlarla orantılıdır. Uygar yapıt ortaya koyma yeteneğinden yoksun olan topluluklar, özgürlük ve bağımsızlıklarından yoksun kılınmağa yazgılıdırlar... Uygarlık yolunda yürümek ve başarılı olmak yaşamanın koşuludur.. Efendiler, uygarlık yolunda başarı yenileşmeğe bağlıdır. Toplumsal yaşamda, ekonomik yaşamda, bilim ve uygulayım alanında başarılı olmak için tam gelişme ve ilerleme yolu budur.”

“Yaşam ve geçime egemen olan kuralların zamanla değişmesi, gelişmesi ve yenilenmesi zorunludur... Uygarlığın temeli, ilerlemenin ve güçlü olmanın dayanağı, aile yaşamındadır... Aileyi oluşturan kadın ve erkeğin doğal haklarına sahip olmaları, aile görevlerini yürütmeğe yeterli bulunmaları zorunludur.”

'Efendiler, ulusumuz burada kazandığımız zaferden daha önemli bir görevin arkasındadır. O zaferin sonuçlarının tam olarak kazanılması ulusumuzun ekonomi alanındaki başarılarıyla olanaklı olacaktır. .. Hiç bir uygar devlet yoktur ki, ordu ve donanmasından önce ekonomisini düşünmüş olmasın'.

'... Çağın savaşımlarında ulusumuzu başarılı kılacak bir ekonomik yaşam sağlanmasını amaçlayan genel eğitim ve öğretim düzenlerimiz, her gün daha çok temellenecek ve kuşkusuz başarılı olacaktır.

“Efendiler, artık bugün yaşam ve insanlık gerekleri bütün gerçeğiyle belirmiştir. Bunlara aykırı söylentiler ahlak ve inanca temel olamaz... Uydurmalar, boş inançlar kafalardan çıkmalıdır. Her türlü yükselme ve yetkinleşmeğe yetenekli olan ulusumuzun toplumsal ve düşünsel devrim atılımlarını kısaltmak isteyen engeller kesinlikle ortadan kaldırılmalıdır'.

“Efendiler, kendilerine bir ulusun geleceği (talihi) güvenilip bırakılan adamlar, ulusun güç ve yeteneğini yalnız ve ancak yine ulusun gerçek ve elde-edilebilir yararları yolunda kullanmakla yükümlü olduklarını bir an düşüncelerinden çıkarmamalıdırlar.'

'Efendiler, son sözlerimi yalnızca ülkemizin gençliğine yöneltmek istiyorum. Gençler! Yürekliliğimizi arttıran ve sürdüren sizsiniz. Siz, almakta olduğunuz eğitim ve kültür ile insanlık niteliğinin, yurt sevgisinin, düşünce özgürlüğünün en değerli simgesi olacaksınız.

“Ey yükselen yeni kuşak! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yüceltecek ve yaşatacak sizsiniz'.

 

Prof. Dr. Özer Ozankaya

 

   
   
   
 
 

 
   
   
   

 

 
 
 

 

 

 

Home ] Up ] Türkiye Gerçekleri ] Strateji ve Politikalar ] İçerik ] Ara ]

Yas ] [ Zafer ] Cumhuriyet ] Y-Türkiye ] Resimler ] Anitkabir ]