En  Fr  Nl  De  Tr  

TransAnatolie Welcomes You  to Turkey

 

 

 

 

TransAnatolie Tours

En  Fr  Nl  De  Tr  

 

 

 

Özerklik

 

 

Home ] Up ] TransAnatolie Turlari ] TransAnatolie ile Türkiye ] Anadolu ] Şehirler ] Müzeler ] Biz Kimiz ] İçerik ] Ara ]

 

1918-2007 ] Nakşibendiler ] Aleviler ] Laiklik ] [ Özerklik ] Krizler ] Liberaller ] Devrim ]

 

 

Up

 

Önce Özerklik, Sonra Bağımsızlık

 

Osmanlı Devleti gibi 600 yıllık köklü bir devlet de ancak böyle uzun bir sürede parçalanabilirdi zaten! 19. yüzyıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun toprak bütünlüğünü koruma iddialarına rağmen, özellikle Balkanlardaki bağımsızlık hareketleri Rusya gibi İngiltere tarafından da desteklenmiştir. Sürece egemen olan anlayış “önce özerklik, sonra bağımsızlık” formülü ile özetlenebilir. Doğan Avcıoğlu, Milli Kurtuluş Tarihi’nde bu parçalanma sürecini şu şekilde anlatmaktadır:

“…Rusya’yı engelleme ve Osmanlı İmparatorluğu’nun toprak bütünlüğünü koruma iddialarına rağmen, Balkanlardaki bağımsızlık hareketlerini Rusya gibi İngiltere de desteklemiştir. Yunan bağımsızlığı (1832) bunun en açık örneğidir. İngiliz formülüne göre, Balkanlarda önce “Türk egemenliğinde özerklik” tanınmakta, sonra tam bağımsızlık ilan edilmektedir. Romanya 1856′da özerk ve 1879′da bağımsız devlet olmuştur. Sırbistan 1834′te özerk ve 1878′de bağımsız olmuştur. Bulgaristan 1878′de özerk ve 1908′de bağımsızdır. Karadağ devleti de 1878′de kurulmuştur. Türkiye’nin toprak bütünlüğü işte böyle korunmaktadır.” (Cilt I, s. 38)19. yüzyıla bütünsel olarak baktığımızda çarpıcı bir manzara ile karşılaşıyoruz:

Romanya 1856′da özerk, 1879′da bağımsız…
Sırbistan 1834′de özerk, 1878′de bağımsız…
Bulgaristan 1878′de özerk, 1908′de bağımsız…

Peki, bu manzara bugünü anlamak için bize bir şeyler göstermiyor mu?

Ayrılıkçı PKK örgütünün lideri Murat Karayılan, “The Times” muhabirine verdiği demeçte, çözümün “Türkiye’nin Kürtlerin güneydoğuda İskoçya gibi yarı özerk bir devlet kurmasına izin vermesinde” olduğunu söylüyor.

Bu, PKK’nın yeni dile getirdiği bir talep de değil üstelik. PKK- Kongra Gel örgütünün lideri Zübeyir Aydar 2007′in Şubat ayı içinde, Yunanistan’da yayınlanan Elefterotipia gazetesine verdiği demeçte şunları söylemekteydi:

“Hedefimiz yerel parlamentosu ve özerk yönetimi olan İspanya’daki Katalonya modelidir. Doğu ve Güneydoğu’daki demokratik değişimler AB’nin desteği ve diretmesi ile atılan adımlardır. Kürtçe televizyonlar ve radyoların açılması olumlu ancak yetersiz. Türkiye’nin AB yolunda ilerlemesini istiyoruz.” (Cumhuriyet, 14.2.2007)

PKK da, Kongra-Gel de yasadışı örgütlerdir. Ne var ki, yasal Kürtçü partilerin temsilcileri de aynı talepleri dile getiriyor.

Örneğin, “AB hukuku ve demokrasisi Türkiye’den yüz kat ileri. Biz AB üyeliğini destekliyoruz” diyen eski DEP milletvekili Hatip Dicle de “biz kendimizi yönetmek de istiyoruz. Türkiye’nin eyalet sistemine geçmesini istiyoruz. Etnik değil, coğrafi eyalet olacak bu.” (Radikal, 25.9.2006) şeklinde konuşuyor.

Şu anda TBMM’de grubu bulunan DTP’nin Genel Başkanı Ahmet Türk ise, Leyla Zana’nın 20 Temmuz’da yaptığı “Türkiye’nin eyaletlere bölünme zamanı gelmiştir” açıklamasını şöyle değerlendiriyor: “Bizim niyetimiz bu. Çalışmalarımız bu yönde…” (Radikal, 23.7.2007)

Bütün bu açıklamalara rağmen, Türkiye’de PKK terörüne sözde karşı olan bir kesim, DTP’ye şans tanınması gerektiğini, DTP’nin siyaset yapmasının tek çıkış olduğunu söylüyor. DTP ve benzeri yasal ayrılıkçı-Kürtçü örgütlerin, Meclis çatısı altında ve TBMM üyesi olmanın sağladığı imkânlardan yararlanarak yaptığı ise, PKK propagandası… Örneğin akşam televizyonu açtığımızda, herhangi bir kanalda “DTP milletvekili” sıfatına sahip birinin konuştuğunu; ustalıkla, demokrasi maskesi altında PKK taleplerini dillendirdiğini görüyoruz! Doğu’da her gün birkaç gencimiz yaşamını yitirirken, DTP’nin Türk milletine ulusal kanallardan PKK propagandası yapmasının adı da “demokratik siyaset” oluyor! Demokratik olmayan siyaset ise PKK’nın yaptığı katliamlar, işlediği cinayetler…

Ne var ki, yöntem farklı görünse de her ikisini birleştiren ortak payda benimsenen amaçtır:

Önce özerklik, sonra bağımsızlık…

Osmanlı’nın “en uzun yüzyılı”, bir batış ve parçalanma asrıydı. Yüzyıla damgasını vuran bütün bu özerklik ve bağımsızlık hamlelerine eşlik eden ise, emperyalist devletlerin Türkiye’nin toprak bütünlüğünü garanti ettikleri palavrası ile dayatılan reformlardı!

Peki bugün? Özerklik talebi ile yola çıkan türlü çeşit Kürtçü-ayrılıkçı hareketin arkasında da AB’nin dayatmaları, ABD’nin kol kanat germesi yok mu?

Onun için kimse kendini kandırmasın… Bugün Türkiye’nin varlığı, bütünlüğü ve birliği için asıl tehdit, PKK ya da DTP gibi maşalar değil, bunların iplerini tutan AB ve ABD emperyalizmidir. Asıl düşman bu ikisidir!

AB ve ABD emperyalizmine karşı kararlı bir tutum alınmadığında Türkiye’yi bekleyen ise Osmanlı’nın sonudur!

Tarih bilgisi lise yıllarında öğrendikleriyle sınırlı olanların geçmişten ders çıkaramamaları belki anlaşılabilir bir şeydir. Ama Türkiye’nin aydınlarının, özellikle de “Tarih” disiplini ile profesyonel olarak ilgilenenlerin, en azından Osmanlı’nın batış yıllarının bize bıraktığı deneyim birikimine karşı bu derece duyarsız olmaları nasıl açıklanabilir peki? Tarih, bugünü anlamamıza yardım etmeyecek ve geleceğe ışık tutmayacaksa eğer, o zaman bu kadar zahmete ne gerek var ki?

Tercih edilen, o ünlü Latin özdeyişinde vurgulandığı gibi “iyi yolu görüyor ve takdir ediyorum, ama kötü yoldan gidiyorum.” anlayışı ise, bu tercih sahiplerine bir diğer Latin özdeyişi ile yanıt vermekten başka yapacak şey kalmıyor bu durumda:

“Her insan kendi kaderini kendi yazar.”


Serdar ANT
 

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Turkey

Turquie

Türkei

Turkije

Türkiye

 

 

Home ] Up ] TransAnatolie Turlari ] TransAnatolie ile Türkiye ] Anadolu ] Şehirler ] Müzeler ] Biz Kimiz ] İçerik ] Ara ]

1918-2007 ] Nakşibendiler ] Aleviler ] Laiklik ] [ Özerklik ] Krizler ] Liberaller ] Devrim ]

 

Mail to  info[at]transanatolie.com with questions or comments about this web site.

 

Copyright © 1997 TransAnatolie. All rights reserved.
Last modified: 2023-10-28
 
Explore the Worlds of Ancient Anatolia and Modern Turkey by TransAnatolie Tour: Ancient Anatolia Explorer, Asia Minor Explorer, Turkey Explorer; Cultural Tour Operator, Biblical Tour Operator, Turkish Destinations, Cultural Tours to Turkey, Biblical Tours to Turkey, Health and Cultural Tours to Turkey, Thermal, Thalasso Holidays in Turkey,  Archaeological Tours to Turkey, Historical Tours to Turkey, Cultural Heritage Tours to Turkey, Cultural Tours to Turkey, Hobby Eco and Nature Tours Holidays to Turkey,  Beach and Plateau Holidays in Tuirkey, Anatolian Civilizations, Ancient Cultural Museums in Turkey, Top Turkish Museums, Museums in Turkey, Anatolian Civilizations Museum, Istanbul Archeological Museum, Ephesus Museum, Mevlana Museum, Topkapi Museum, Museum of Topkapi Palace, Turkish Cities, Turkish Destinations, Ancient Cities in Turkey, Ancient Anatolian Cities, Turkey in Brief, Turkish Culture, Turks, Turkish Language, Turkish Philosophers....Circuits culturels en Turquie, Excurcions en Turquie, Vacances en Turquie, Circuits de Culture en Turquie, Circuits de Croyance en Turquie, Turquie, Villes Antiques en Turquie, Musees en Turquie, Empires Turcs, Revolution de Mustafa Kemal Ataturk, Turquie d'Ataturk, Culturele Tours in Turkije, Rondreizen in Turkije, Reizen naar Turkije, Culturele Rondreizen naar Turkije, Vakanties in Turkije, Groepsreizen naar Turkije, Turkije, Turkse  Geschiedenis, Geschiedenis van Turkije, Oude Steden in Turkije, Oude Beschavingen, Oude Anatolische Beschavingen, Turkse Steden, Turkse Musea, Musea in Turkije, Turkse Steden, Overzicht van Turkije, Turkije in het Kort, Turks, Turkse Taal, Turkse Gescheidenis, Osmaanse Rijk, Ottamaanse Rijk, Gezondheid Tours Vakanties in Turkije, Geloof Tours in Turkije, Culturele Tour Operator, Turkije Specialist